Düşünmüyorum artık İstanbul ve seni
Gözlerimde yorgun bir çöküntü bir de sen
Yollara atıyorum gönülde'ki kederimi
Martılardan almıyorum artık haberini
Düşünmüyorum artık İstanbul ve seni
''En kötüsü de,
yaşamadan ölmekmiş seni.''
Gidiyorum ölüme doludizgin
Gönlümde ki boşluğu doldurmadan
Sonumun böyle olacağını bilerek
Ey sen ki bana ölümler tattıran
Saçının tek teliyle gönüller yaktıran
Sesinle ukba ya sonsuz kapılar açtıran
Virane kalbimi umutlandıran
Gözlerinde yanan ateşle kavrulurum
En çok İstanbula benzeyen gözlerini sevdim
Gözlerinde herkesden sakladığın o kederi
Ben gördüm sadece gördüm de sevdim
Kaç kere adımı yazdım hayatının arka sayfasına
Faili bulunamayan bir cinayet gibi kaldım
Ben senin gözlerini önceden'de gördüm
Bak yalnızca sen diyor bu kelimeler
Varlığını bilip, yokluğunla yatmak deli eder
İçim sensiz nâr gibi çile ve keder
füsunkâr yüzünü anlatmaya defter mi yeter
Gam çekmeden ulaşılır mı ey yar sana
Geceleri çekilmez'ki yokluğun
Odamın duvarlarına varlığını sorduğum
Geceleyin gölgelerde düşersin gönül ufkuma
Sokulurum usulca gecenin ve senin koynuna
Orası bana Cennet, Orası bana elzem
Yarınlarım da saklısın
İçimde hafif bir sancısın
Biliyorum farkındasın
Elimden tutmayacak mısın
Sarsam seni sevgimle
Nazlı bir rüzgar gibi esersin bu çorak gönülde,
Varlığın vuslat, yokluğun bir Mecnun çölümde.
Hüznümün sinesinde, gecenin köründe,
Gidişinin ardından yokluğun kaldı benimle.
Her yeni günle kanar, kapanmaz bu yara;
Seni sevmek saadetti, artık geçti,
Yıllardır bekleyiş cana yetti.
Gelir misin bir gün ansız,
Hani gönlümü kanatıp gitmiştin?
Hiç özlememişsin, öyle diyorlar;
Geldiğin gün aydınlasın gönlüm'de ki tan yeri
Bu sensizliğe susamış ruhumun son demi
Yakarışlar'da çırpınışlar'da bıraktın sen beni
Yersiz, yurtsuz ve kimsesiz yaşadım bu arş-ı âlem i
Yalnız senin nazarın'da akıttım bu son teri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!