Doğumumdan süregelen bu
Açlığı doymaz ruhumun
Zifiri karanlığın alacağı var, alsın
Hep yarını bekledik bu ona ihanetti belki
Saflığı bir kalbin ve hüzne boğuluşu
Düşünmeden geçmek zor olurdu
Sadece adın değildi günlüklere yazılacak
Derin bi çizik atardım kalbime
Adını duyduğum her pazartesi
Günler çuvala girerdi bir de
Seni görmek tünelin ucundaki ışıktı
Ben olmazsam ne olur ki deme sakın
Dertler ve insanlar
Karanlıktan kurtulmak için ışık gerek bize
Ruhuma dokunulmasına ihtiyacım var
Gururumun okşanmasına
Uzanmalıyım dizlerine bir bebekmişcesine
Saçlarımı taramana
Renk cümbüşlüğünün içine düşmüş
Derisini kanatırcasına boyanmış tenine
Nice kahpeler eşlik eder ıslıklarına
Şehrin duvarlarına haykırır soğukluğunu
Eline ne geçse bi hiç oluyor hiç yoktan
Dervişe danışıyor tüm sorunlarını
Geçen her günü
Güzel gözlerinde bitirmeli
Kirpiklerini saymalı
İçinde kaybolalı çok oldu varsayım değil
Gün geçtikçe eridim ve daha çok
Fare deliğinden bile geçebilirim
Karaladığım tüm sayfaları tekrar siliyorum
Neden bilmiyorum yeni bi sayfa açamamak
Belki bu huyumu birinden almışımdır
Uykusuzluğumu yatsıya saklıyorum
Gecenin bir vakti uyanıyorum yeni bir hikaye için
Günü kaça bölsem bu vakit bana yetecek
Ovalar denizler masmavi
Bahtiyar olur 50sinden sonra
Her dal kırılır
Fazla yüklenirsen.
Kentin havası bozuktur
Bu durum beni
Kendime
Kendi omuzlarımda yüktüm
Yeri geldi
Yakılmış anılarda küldüm
Buraya kadar
Yeterince güldük
Doğaya hükmetmek değil
Onun bir parçası olmak istiyorum
Ben o olamam
O ne isterse odur
Yaprağın yeşili
Toprağın kokusu gibi
Bi gündüz vakti yürüyorum bucaksız
Ağaçlarla varacağım yerin bi önemi yok
Defne ağacının gizemini biliyorum çünkü
Her sonsuz aşk ona bağışlanıyor
Ve çevremde binlerce kadın görüyorum
Sevdiği erkekler uğruna onlara dönüşen




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!