Bir papatyanın yaprağı düşüyor yere
Gönlüm sana feda oluyor bir anda
Üzülmene dayanamıyor hiç bir şey
Tüyleri dökülüyor kuşların
Ve benim gönlüme bir kaç hançer saplanıyor.
Kadehler hiç eksilmiyor seninle
Güneş durdu alın yazın yıldızların
Telef gün eskimiş beyazlıkta
Ve yürüdüm sana yüreğim ellerimde
Ölünce ne yapsam yanında olurum?
Bana yakındın ve ben darmadağın
Saatsiz bir roman kadar eskiyim
Yollardaydı insanlar
Plajlar dolup taşar
Hepsinde bir mutluluk
Bulduğu ilk gölgeye oturan adamların.
Sahipsiz olur çocuklar
Saçları kumlara bulanır
Kokun hala burnumda güzel kadın.
Bir binanın en tepesindeyim.
Bana bir sebep söyle
Sana bu kadar aşık olmamam için.
Bir şeyler söyle nolur
Uykusuz bırakmamam için seni gecelerce
Rol yapmak istemiyorum artık
Günümün çoğunda maskelerle gezerken
Çırılçıplak yüzmek istiyorum seninle
Sularında boğulmak
Seni tutup çekmek o sulara
ve o dudaklardan nefes almak.
İnsan sevince hiç bir boşluk kalmıyor
Yarım kalanı tamamlıyor ruhundaki
Ve tutunamadığı ne varsa
Koparırcasına tutunuyor
Sinirlendiğinde belden aşağıya vuruyor
Kızdığında gök kadar gürlüyor
Sen gülümsediğinde
Bir anlık dünya güzelleşir
Tüm hastalar taburcu edilir
Evsizler başlarını sokacak bi yer bulur
Müptelalar tövbe eder semtimde
Evde kalmışlar evlenir
Toprağa karışıyor sanki ellerim
Kapılıp gidiyorum bişeylere
Yüreğim bi yanardağı olmuş gidiyor
Gerimde kim varsa unutuyorum
Pencerelerimi kapattığımda bile
Geçmiyor ellerimin soğukluğu
Böylesine hazırlıksız yakalanılmaz
Bu kadar büyük bi aşka
Beklediğin zaman gelmez hiç bazı şeyler
Bazende gelir
Her aşk hazırlıksızdır
Bizimkisi gibi
İçi boş hayaller yoktur baştan beri
Hayali kuranların içi boştur
İki boş bir dolu etmezdi sonuçta
Boş bakan doluyu göremez ki
Ne de kim olduğumu
Kendini bulman uzun zaman aldı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!