Vesikalı Yarim:
Rızalık Yolunda Bir Seyr ü Sülûk Mesnevisi
Bism-i Hak, Bism-i Aşk, Bism-i Aşık…
Ey dost! Gel otur şu meyhanenin köşesine,
Bu hikâyede şarap kadehi gönül terazisidir,
Halil’in Seyrü Sülük Hali: Sinematik Şiirsel Alegori
1. Beyoğlu’nun Sessizliği – Yüreğin Yalnızlığı
Sokak taşları ayağının altından ıslak bir melodi gibi geçer,
Halil, gölge ve ışık arasında kendi içindeki menekşeyi arar.
Adımlarında hem suç hem pişmanlık, hem aşk hem vuslat saklıdır.
Sabiha-Halil Seyrü Sülük Mesnevisi
Bölüm I: Karşılaşma
"Aynadaki Şehir" – Bir Seyr ü Sülûk Mesnevisi
Bism-i aşk ile…
Bir şehrin dar sokaklarında, gecenin koynunda açan bir gül vardı;
adı Sabiha idi,
Vesikalı Yârim: Karelerle Seyrü Sülük
1. Kulüp Kapısı – İlk Karşılaşma
Vesikalı Yârim Destanı
İstanbul’un taş sokaklarında
bir yürek dolaşır sessizce,
manav Halil, elleri nasırlı,
ama kalbi pamuk gibi yumuşak,
Hatıra ve Vesikalı Yarim’in Seyrü Sülükü
Senden bana ne kaldı,
Bir hatıradan başka;
Beyoğlu’nun taş sokaklarında,
Gölge gibi sürünür ruhum, Sabiha.
"Sabiha'nın Seyrü Sülük Yolculuğu"
Sokak lambalarının titrek ışığında yürür Sabiha,
her adımı bir evrensel sır,
her bakışı bir vuslat niyazı.
Vesikalı Yârim’in Seyrü Sülük Mesnevisi
İstanbul’un siyah-beyaz sokaklarında bir nefes dolaşır,
Menekşeli vadiye düşmüş iki ruh birbirini anar.
Sabiha, gecenin esansı gibi, boyasız ama kokulu,
Halil, manavın yorgun adımlarında bir sabır taşır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!