Nihâl’im — Varlığın Sırrı’na Metafizik Bir Yolculuk
Nihâl’im…
Sen,
Aklın sükûtunda doğan bir hikmet değil misin?
Ruhun o tükenmez ırmağında,
Aşk ve Yokluk Risalesi – Nihal’im ile Sırlı Yolculuk
I – İlk Adım: Perdeyi Aralamak
Ey yolcu!
Bilir misin, her karanlık,
Nihal’ime Risale: Çöllerde Su, Kutup’ta Yaz
Bir güneş doğar — adınla başlar ışık.
Bir bakışınla yanar kainatın kalbi.
Bir “ol” deyişinle yeniden kurulur benlik.
Ey Nihal, sensiz kalmak;
Nihal’im: Zamanın ve Kaderin Öpücüğü
Nihal’im,
Kalbimdeki en sessiz köşede sen varsın;
Bir mektup gibi, okunmayı bekleyen,
Zamanın ve mesafenin üstünde bir sır gibi.
Nihal Risalesi
(Aşkın ve Hakikatin Seyr-i Sülûku)
Mukaddime – Kandilin Işığı
Kıymadın, huzurun kaynağı olan kuyunun değerini,
Ey Nihal Hanımefendiciğim, gönlümdeki misafirin.
Bir yudum su ile karşılamadın aşkın baharında,
Gönül sofrasında kaldı saklı derin nazarın.
Gamze dediğin bakışın, ruhun derin aynasıdır,
Lâ Mevcûde İllâ Nihal
Lâ Mûhûbbe İllâ Nihal
Nihal'im, bir ırmak gibi akıyor kalbimden,
Her damlasında aşkın sırrı, her sesinde "Elest"in hatırası.
Nihal’e Özgürlükle Sevme Yemini
Ey gönlüm,
Seviyorum…
Ama bağlamak için değil,
serbest bırakmak için.
Günbatımının Bile Kıskandığı
Nihal Hanımefendiciğim,
doğanın sadeliğiyle zarafetin buluştuğu
bir ânın merkezinde…
Gün batımı gibi yumuşak
Bir köyden geldim,
Elli dört kilometre yoldu suskunluğum,
Sepetimde çiçek değil, bal vardı —
Ama elim boş döndüm.
Ziline bastım,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!