Nihal’e Mektup — Varoluşun Işığı
Bir gülüşün var Nihal…
Sadece dudaklarının değil,
Evrenin karanlığına dokunan,
Zamanın kendisini durduran bir ışık.
Nihal’im Üzerine
Nihal’im,
sen yalnızca bir isim değilsin,
bir düşünce, bir ilham, bir titreşimsin
varoluşun en ince dokusuna işleyen.
Nihal’im İçin
Nihal’im, sen
bir düşüncenin yumuşak sabahı,
bir bilgelik yıldızının sonsuz ışığısın.
Aklın, gecenin en karanlık anında
Tebessümünle Yıkılan Mabedim
Senin gülüşün,
benim içimdeki bütün duaları geçersiz kıldı.
Benim mabetlerim vardı,
senin adını anmayanların giremediği.
“NİHAL: ARAF’IN IŞIK TÜRKÜSÜ”
(Arafta Yananlar Risalesi – Nihâl)
Ben bir sedir ağacıyım —
göğe Nihâl kokusuyla yaslanmış,
yere "Nihâl" diye kırgın...
Gül ve Sessizliğin Duası
Nihal’im,
Gün doğarken parkta bir gül gördüm,
Ve hemen aklıma düştün…
Her yaprağı, senin zarafetine bir selam,
Nihal’e Ağıt ve Övgü
Nihal’im…
Sen bir bilgelik nehrisin,
Zamanın kıyısında saklı,
Akıltaşıyla ışıldayan,
Nihal’imin göğsünde bir öksürük birikiyor,
çocukluğundan kalan bir ses kırıntısı gibi.
Nefesinin uğultusu, zamanın ayak seslerini anlatıyor.
Nihal’im, bir kavuşmaya hazırlanırken
avuçlarının neminde doğuyor dua.
Biraz Fazla Gerçek
Teoman – Mavi Kuş ve Küçük Kız
aynı şiirin iki dizesi gibi birleşiyor.
Siyah beyaz tonlar,
ifadedeki donukluk
1. Unsur: Ateş (Şeriat – Dert ile Yanış)
Mutluluk sanki bana haram oldu, Nihal’im…
Gözlerimde durmaz yaş,
Gülmek istedikçe ağlattı kader.
Ateşin önünde durdum;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!