Bulutlar yürür dağlara doğru
Döker gözyaşını ovaya doğru
Uyanır açar gözlerini yeryüzü
Damla değince toprağa doğru
Tohum gönlünü açar toprağa
Son demleridir ömrün
Nasıl yaşatırsan yaşat
Bilmez misin ki
Ömür elbisesinden
Son bir iplik kaldı
O da dar ağacında
Dolunayı seviyorum diyorsun
Geceden kaçıyorsun
Yıldızları seviyorsun
Gökyüzünden kaçıyorsun
Yağmuru seviyorum diyorsun
Kalın bir duvar
Örse de aramıza
Şu karanlık gece
Yarın güneş
Berrak denizlerden
Bizim için doğacak
Güneşe siyah perde çekersin
Dolunayı gündüze süpürürsün
Karanlığa aldırmadan
Yıldızları sahneden indirirsin
Yetim bir çocuk bakar gözlerine
Bir kelebek yazgısıydı
Ortak düşlerimiz vardı
Vakit az
Mevsim yazdı
Tatmam gereken bir heves
Vermem gereken bir nefes vardı
Kendimden öte seviyorum seni
Gölgenden de öte
Yanındayım senin
Öylesine işlemiş ki sevdan içime
Bilmem ki
İkimizden hangisi yok bedenimde
Bir seher vakti ansızın
Öldü yaşlı adam
Son nefesini bırakarak
Nefsinin yerine dünyaya
Ağlayanının olmadığını
Ne kelimeler dillendirdi derdimizi
Ne de mısralara sığdı gözyaşımız
Mürekkep kurumuş
Kalem tükenmiş
Silgi biçare
Kirlenmiş sayfalar anlatır son halimizi
Aşk bulutlara uçmaya benzer kızım
Kesilir ayakların bir anda yerden
Çiğ tanesi misali buhar olup uçarsın
Gönlün en şen en deli dolu günlerine
Cemreler düşmüştür mevsim bahar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!