Memleketi özlüyorum gurbetin son durağında
Kulağımda kuzu sesleri gözüm tozlu yollarda
Hafiften bir rüzgâr çiçek kokuları burnumda
İçimde bir bülbül dikensiz gül arar toprağında
Memleketi özlüyorum hasretin son durağında
Herkes
Az buçuk renkli
Herkes
Siyah ile beyaz arasında
Sadece ikimiz
Birimiz siyah diğerimiz beyaz
Güneşi uğurladık geceye
Dolunayla buluşsun diye
Denizde matem havası
Maviden eser yok
Bulutlar gam yüklü
Kızıla bürünmüş gökyüzü
Gönlüm uçsuz bucaksız bir umman
Tek damlası vurmaz dilimin kıyısına
Gözlerimde dipsiz soğuk bir derinlik
Bedeni düşüncelerimin rengine boyar
Bir kanadımda korku diğerinde umut
Bu nefsimle bilmem kaçıncı çatışmam
İhanet
Kök salmasın diye yitirdim ben aklımı
Bu zihnimin kaçıncı savaştan kaçışı
Sadakat
Mutluluk; bilen var mı?
Nasıl yaşanır
Tüm sırların
Kendinde saklı
Olacak kadar yalnızken
Ne çıkar
Bir gün sevdan bitse
Gururum ayaklar altına düşse
Ne çıkar
Karşılık görmemiş duygularım
Bir köşede sahipsiz kalsa
Ne zaman yaşamak dense;
Hep sen gelirsin aklıma
Ey aziz sevgili!
Derinden alıp
Rahatça verebildiğim
Bir nefese,
Her gece sabırla gözleri yummak ne iyi
Her sabah şükürle gözleri açmak ne hoş
Denge ve döngü eşliğinde
Günü tövbe terazisinde tartmak ne güzel
İsyan değil sabır sahibi olmak ne güzel
Açılmamış içli mektupların
Son satırında gizli selamın içindeyim
Aşkı kucaklamaya hazır
Nabzı alınamayan kolların sahibiyim
Maziden beslenen




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!