Özgürlüğün martı kanatları vardı
Sürekli maviliğine, özgürlüğe kanat çırpardı
Korkaklar hemen sevgiden kaçardı
Kıskançlıktan olsa gerek
Hep göğe kaşlarını çatıp da bakardı
Hey gidi sevgi bağı, kördüğüm
Hey gidi ateş ocağı, kor düğüm
Yıllar, yüzümüze fırça binbir renk tonunu çaldı
Senin ay yüzünü benim de saf sevgimi aldı
Öğreniyor insan sevmeyi
Adım adım,şehir şehir, sokak sokak
Ve düşmeyi de sabah sabah.
Öğreniyor insan gülmeyi
Saat saat,kitap kitap, güneş güneş
İnsanın yüreğinde demlenir tüm acılar
Sonra insanın içinde tütmeye başlar
Eski biçare, zamansız korkular.
Ardından insan hep maziyi sorgular
Andan kopup geçmişe dalar
Işıklı şehirlerin göklerinden
Yıldızları çalmışlar
Gökte yıldız ararken beni de
Hırsızım diye içeri almışlar
Düş kurmayı bilmeyeni
Ümit taciri yapmışlar
Ezel tarlasına Kalu Bela'da ekilmişiz
Biraz sen en çok da ben
Kader harmanında çekilmişiz...
Tohumlar aşinaymış birbirine ezelden
Yeşermek için yarışırmışız
Karanlığa sen diye yazdım
İhanetin adını,unutmasın ihanet diye
Üzerine bir çakmak ateş attım yandı.
Oturup köşeye seyrettim sensizliği
Karanlığa sensizlik diye yazdım
Nefret insanda birike birike bir leke olur
Yüreğine çöreklenir yıllarca
Tortu tortu efsaneleşir.
Bu tortudan bir aslan payı sana düşer
Bir karınca payı da bana.
Düşün düştüğü yerdeyiz
Her daim sahipsiz kuş
Kafesteyiz!..
Yorgun bakışlarla kederli
Yine bağbanın elinde
Kanlı elinde
Eli kanlı al kanlı ellerinde
Örseleniyor, törpüleniyor
Narince ince ince
Kıpkırmızı gonce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!