Sen zaman imbiğinden çok geç süzülen
Bakışı gönlüme nefes i İsa
Varlıgı ruhuma asay ı Musa
Nasıl yarasa karanlığı gökte Süreyya yıldızı
ve nice kıymelidir sahranın kurumuş bağrına gökten düşen rahmet
sen gönül evimin sultanı
Gönül sarayı sırçadandır;yıkar onu bir laf
Kaybetmek istemezsen;etme dostuna gaf...
Uyuklayan bir ateşin bağrındaki köz
İnleyen nağmeler ve ağlayan göz
Serseri bir kurşun gibi bağra saplanan ok
Bu derd ile bitap düşen pek çok
Her derdin vardır bir devası
Asude bir bahar ülkesinde
Yürek ikiminde
Güvenli limanım ol
Bu dünya denen imtihan denizinde
Nice fırtınalar hazanlar görmüş
Çocuk yüreğimde
MAVERA
Yürek ikliminde
Saklanmış yaram
Küllerin altında uyuyan köz
Gönül kubbemde kalan hoş sada
Bir münzeviyim ben
Bedeni yerde
Ruhu yerin dibinde
Son kale son umud da
Arzın en derininde
Tükenmiş umud
Bana sor sevgili kaari, sana ben söyleyeyim;
Ne hürriyette şu karşında duran şu eş’arım.
Bir yığın söz ki samimiyeti ancak hüneri
Ne tassanu bilirim, çünkü, ne san’atkarım
Şir için gözyaşı derler onu bilmem, yalnız
Aczimin giryesidir bence bütün asarım !
Gece yalnızlık ve ben
Yine kaldık başbaşa
Yatak diken yastık mermer
Uyku haram etmiş kendini
Mazinin zombileri fırlamış kabrinden
Her seviyorum diyen sevseydi yürekten
Kimse şekva etmezdi zalim felekten
Şehvetin adını aşk koydular yazık sevdaya
Hasret kaldık Mecnunun Keremin tertemiz aşkına:(
Sen
Ruhumu yakan ateş
Kararmış gökkubbemde nazlı zühre
Med cezirlerden yorulmuş denizime eş
Bir gülüşüne can feda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!