Hayır, durun! Yapmayın!
Ben deli değilim desemde!
Çığlıklarım, duvarlarda yankılanırken…
O büyük demir kapıya doğru sürüklendim.
Direndim…
Ama ne çare,
Duvarları yumruklaya yumruklaya, ellerimi parçaladığım gece anladım,
Hayatta bazı insanlar asla iyiliği hak etmiyormuş.
Sen onlara "dostum, canım, sırdaşım" derken,
Onlar seni sadece çıkarları için yanlarında tutuyormuş.
Dostum dediğim insanların sırtımda bıraktığı yaralarla taniştigim günü anladım.
Benmişim bu aşkı ayakta tutan
Ve senmişsin bizi darmadağın eden.
Ellerimi tutan ellerin nasıl da itti,
Gözlerime aşk ile bakan gözlerin ne ara nefretle doldu?
Ya o dilin, günde kırk kere adımı anan dilin,
Sen benim deniz kızımsın,
Gökte ararken, mavide buldum seni.
Rüzgar saçında, umutlar kaybolur,
Dalgaların sesiyle uyanırım.
Gözlerin liman, rengi huzurum,
Beni senden gitmek zorunda bırakmanı asla unutmayacağım.
Senin için her gece Allah’a dua ettim ben ama sen beni Allah’a mahcup ettin.
Ben seninle sınandım, sen de sevdiğinle sınan.
İntihar etmiş balinaların denize duyduğu özlem kadar hasrettim sana.
Bir bakışına şiirler yazar,
Hiç bir dilin hiç bir sözcüğü yeterli değil
Seni anlatmaya sen anlatılamayacak kadar özelsin
Bazen rüzgarlar kadar derin
Bazen de bir ateş gibi sıcacık
Sesin değince kulağıma
bugusun da kaybolduğum çay bardağım geldi aklıma
Şöyle bir düşün,
Yaslan arkana,
Al en sevdiğin kahveni,
Gramofonda Sezen...
Ve hatırla,
DERIN IZ
Sesin değince kulağıma
İçimde kırıldı umutsuzluklarin fay hatları
Arci depremler yaşadı yüreğim
Ellerim ilk defa bu kadar sıcaktı
Bir gözleri var,
Kurşun olsan delemezsin,
Mayın olsan geçemezsin,
Dağ olsan bükemezsin,
Dağların arasında,
Gözlerin karasında,
E:
Dudaklarını dudaklarima muhurledigim sevdam
aminlerimin sukru
secdeye eğilen basim sahit olsun ki
gokkubbe delinmedikce
yer yarilmadikca ve bebekler ağlamayı birakmadikca
Hayranınım deniz hanım
Siz İzmirlisiniz galiba. Ben de Aydınlıyım, hemşeri sayılırız. Birbirimizi takip etmeye yorumlamaya ne dersiniz?
Dost selamlar.