Geçip giden bir vefasız ömürdü
Gideni biz sadece o an sandık
Oysa aylar su gibi akıp gidiyordu
Bizde aylara daldık oyalandık
Hazanın hüznü geldi geçti
Seninle ilgili tereddütlerim vardı
Bir türlü karar veremedim
Ya aşkın yalandı yada hayalin
Artık kalmadı eski gizemi
O muhteşem lacivert gecelerin
Dün yine geçtim o hazan bahçesinden
Avuçlarım soğuk gözlerim dolu
Sensiz bir avuç toprak bile istemem
O verimli hülyalar ülkesinden
Geçmesin kapımdan istemem
Sana uğramayan hayal kırıntıları
Papatyalar diğerlerinden farklıdır
Nedense özünde gizemi saklıdır
Papatya sevmeyi bileni seçer
Uğruna ölmeyi hak edenlerin
Hasretle yar yolu gözleyenlerin
Emin olmak zordu eskiden
Karşılıklı oturup konuşamazdık
Sevgiyi papatyalara sorardık
Seviyor mu sevmiyor mu diye
Kendimizce fallar tutardık
Kaybetmeyi göze almışların cesaretiyle sevmeli
İnsan kaybolduğu yerde kendini tanımalı
Sahip olmak, tanımak demek değildir
Yumuşak ol;
Albümdeki resimlerini teker teker yakmıştım
Birine kıyamamış saklamıştım
Saklamaz olsaydım ona da ben yandım
Baktıkça yandım derdimi hep içime attım
Dipsiz suskunluğum inadımdandı
Kimse aldırmadı kabullendim sanıldı
Boşa uğraşma senin olmayan sende fazla kalmıyor
Yara bile sahibini boğarken yaralayana acı vermiyor
Gönülden deniz gibi çekilsende dudaklarda tuzun kalıyor
Gösteriş ile mülkiyeti ispata çalışmak nafile uğraştır
Başka ne acıtabilir beni ne?
Güzelliğine yönümü çevirmişken
Kör kuyulara atılmam vefasızlık değilde ne?
Bütün bu olanlar kimin umrunda?
Güneşini yakaladım sanırken
Dehlizlerde mahkumum ben
Duygusallıktan kimseye zarar gelmez
Çok ağlayan biri başkasını ağlatamaz
Yazdığım bunca kelimeler uçup gelse sana
Çoğu zaman sığındığım naif yüreğine konsa




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!