Nedir bu hoyratça koparılıp alınan doğadan
Bir gün gelecek çiçekte böcekte hesap soracak
Verdiği emaneti bir gün geri alır yüce yaradan
Korumaz sahip çıkmazsan hepsi yok olacak
Bir yene bilsen hırsını ret edebilsen kent hayatını
Git hadi git ne duruyorsun
Git sende
Hiç birşey değişmeyecek gitsen de
Kalbinin orta yerinde isimsiz bir mezar taşı
Yanında birde selvi ağacı
Elinde mendil
Bu güzel şeyin adı sevda
Bir soğuk kış akşamında
Sevgilinin yanında
Sıcak sobanın başında
Keteyle çörek
Bir tas da çorba
Yaradan ister ki nadim olan kulum
Her fırsatı değerlendirsin
Karşısına çıkardığım herkesten
Çiçekten böcekten
Yazdan kara kıştan bir şeyler öğrensin
Bir gün ölürsem beni bir dağın başında
Çam ağacının dibine gömsünler
Serin olur diye istiyorum
Benim için değil yavrularım rahat etsinler
Ama dağı kendim için istiyorum
Dağlar’ın halinden dağlar anlar
Geriye baktığımda ne çok sevmişim
Çiçeği böceği
Gördüğüm güzel her şeyi
Ama seni sevmek başka
Sadakat hasret pişmanlık karıştı gitti
Hatıralarım okyanus gözlerinde son bakışta bitti
Gitmek kolay zor olan unutulmak
Ben zor adamım zor olanı yaparım
Unutulurum diye tasa etmem
Hatıralarım benimdir asla reddetmem
Hep doğru yapmak için yola çıktım
Yanlış da benimdir nasıl utanırım
Bir bıçkın adam
Bilmem ki nasıl anlatsam
Boy desen bir doksan
Nefesin kesilir
Mavi gözlerine baksan
Çam ağaçlarının altında uzanınca
Esen rüzgar çok şey hatırlatır
Bölük pörçük hatıraları toplayınca
Koca bir ömrü ortaya çıkartır
Çiçekten yastık mavi gökten yorgan
Uyandığında ben artık yanında olmayacağım
Sakın arkamdan ağlama
Beni nasıl hatırlarsın bilemem
Gençliğimi yiyen adam mı?
Gençliğini yok ettiğin adam mı?
Buna sen karar ver
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!