Yaşam ormanında tutunacak dal ararken
Dallarıma tüneyenleri göremedim
Benim bildiğim yol yürüyenler yolundan dönmez
Geri dönenlere bir söz söyleyemedim
Bu yara ağırdır bir günde geçmez
Bazı insanlar geldiği gibi
Çekip gider hayatımızdan
Ne bir izi nede bir nefesi kalır
Bazıları da çekip gitseler bile
Rüyalarda müthiş izler bırakır
Bazıları da hatıra yüklüdür
Ben vakur bir çam ağacıyım
Karlar ülkesi kadim Sarıkamışta
Ne güzde yaprak dökerim
Ne de baş eğerim karakışta
Başım dimdik göğe yükselirim
Aras kadar hırçın olurum baharda
Sarıkamışta kar yağıyor kar
Çıplak tepeler üstüne
Karlar içinde bir güzel gelin
Savuruyor eteklerini yağan kar üstüne
Tipi esiyor bir o yana bir bu yana
Yolu gidiyor doğruca tepe üstüne
Bu kadar dert fazla gelir bir insana
Birazını da sen al sende kalsın
Dert pazarında ortalık biraz ferahlasın
Varlığın da biraz işe yarasın
Ben çocukken bir başka kokardı
Bizim kasabada dar sokaklar
Yıllar geçti hiç değişmedi
O kadim mahallenin dokusu
Geceden her tarafı sarardı
Karanlık kaldırımlarda yağmur kokusu
Memlekete kış geldi diye sitem ediyorsun
Başka mevsim mi gördük sanıyorsun
Kar altında geçen acılar ve zor yıllar
Sonuç işte bu sert ve kavruk delikanlılar
Bir damla suyun bereketini anlamak için
Umudunu bulutlara bağlayanları unutma
Duyguların en yoğun olduğu bir dönemde
Kibrin esiri olmadan yaşamak istedim
İnanmazdım güllerin gönül sıcaklığına
Beyaz gülün ayrılık getirmesi yalanına
Seni tanıyınca anladım
Kırmızı gülün ölümsüz aşkı anlattığına
Yine bir sonbahar akşamında
Hayaller sağanak yağmur altında
Biteviye yağan diri damlalar
Kendine yol bulmuş akıyorlar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!