Bilmiyorum ya yaşıyoruz işte
Söz dinlemeden zaman itekliyor hayata
Ölenler gömülene kadar hatırlanıyor
Geri kalanlarla gerektiği gibi yaşanıyor
Üzülmesi de içinde sevinci de aşkı da
Bir yıldızın mı yoksa
Bir askerin mi ömrü fazla
Sen bizleri bırak da
Yıldızları ictimaya alsana.
Ben otobüsü beklerken
Aşk geçti yanımdan aniden
Hem de ne aşk üstü bir karış toz
Sanki rüyadaydım ki o kadar kısa
Göz göze geldik tanımadı
Yüzü aynı yüz gözleri aynı
Yelkenlerim açılmıyor rüzgarını saklamışsın
Akıntıya bırakıyorum tersine sular
Yüzmeye çalışsam en tatlı su musun?
Dibe çekiyorsun.
Kürek desem kırık
Kayık desem su alır
İstanbul bir yerden başla artık
En büyük aşklarından gir istersen
Koşar adım mutluluklar varken
Şimdi yürümenin ıssızlığını anlat
Konuş üstat durma sen
Kız dağlar taşlar kadar güzel
Gel gör ki korkuyor
Küçük kara bir böcekten
Elleri soğuk kalıyor
Ki o kadar sıcacık yüreği
Atmış sırtına gitarı
Anlaşıldı yine eksik bitecek bir gün
Birşeyler güne diri diri gömülecek
Bu gökyüzü ve güneşin kızgın batışı
Ezelden beri aynı sahnenin dekorları
Dağları, nehirleri, karları gördükçe
Karşı komşumuzdun sen
Mahalledeki tek meyve ağaçlı
Yemyeşil bahçenin sahibi.
Yaz sabahları balkonda yerdin yemeğini
Akşam oldu mu bahçene iner
Kalbimde bir kaos gözlerim hala yaş
Bir nakarat dudaklarımda ruhum ayyaş
Ya hayat hızlı ya ben çok yavaş
Ben hiç böyle olmamıştım arkadaş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!