Eli hemen dudaklarının ucundaydı
Tutmak istercesine
Ağzından kaçacak kelimeleri
Yalnızdı başkent karanlıktı
Susmuştu siyasetin bile avazı
Kaldırımda çelenklerin sessiz protestosu
Saat gece yarısını vurmuş
Polis müdahale etmiyor
Sessizliği adımlarla yarıp
Olaya ben el atıyorum
Gül yüzü solmuş bir gösterici
Mevsimi gelince durduramazsın
Asfaltta da açar cesur papatya
Ne insanların adımı ne beton duvarlar
Beyaz rengini saçar cesur papatya
Nasıl içim erirdi bir bakışınla
Vazgeçerdim herşeyden o gözlerin için
Bir tek sen varmışsın gibi denizlerin ortasında
Islanmayı hiç sevmediğim halde ben
Yüzmeyi öğrenmeden denizine atlamıştım
*Haziran’da mavi benekliye
Sen çocuksun bilmezsin
Dünya oyuncaklarından ibaret değil
Bu karmaşada pek görülmezsin
Anlayamazsın anlamaya çalışılmazsın
İnsanları büyüten dizler vardır
Bırak yerçekimine çocuk olmayı
Dokunur dokunmaz aklın başında
Büyük adamsın sandıkları yaşında
İnsanları büyüten dizler vardır
Dokundu dokunacak aşkım yıllarına
Bak bir gece ve yarım gün kalmış
Ayların zincirini kırmaya
Acımasak parçalasak diyorum
Ne dersin?
-Bakalım! Deyip uykuya geçiyorsun.
Dokuza bilendi ömürlerimiz neden
Çünkü onlar bir şekilde gitmek istediler
Onlar gidince ellerimizden
Dokuza düştü parmaklarımız
Çünkü çok değer verdik onlara
İzmir Ege’de bir şehir
Vardı belki de bir anlamı daha
Ömür boyu tek kelime etmeden
Sadece kurtuluş günlerinde anılacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!