Hani en olmadık zamanda
Kaçarken yakalanmamacasına
Bir sokağa girersin
Girersin ve çıkmaz o sokak
İşte tam ordayım
Bütün kelimeler seni anlatıyor da
Adalar önünde bir gemi
Gece yakmış sigarasını,
Gelmeyen sevgilisini bekler,
Bir yıldız düşer güvertesine
Tutar kaldırır ellerinden,
Temizler karanlığını,
İçinde bulunduğumuz mevsimin
Bir resmini çiz deseler neyi çizeceksin,
Emekli kardan adamı mı?
Nasıl yağdığı belli olmayan yağmuru mu?
Olmayan ağaçları mı?
Uçmayan kuşları mı?
Gelip geçecektin
Bir çekimdi bir ten istemesi
Derken nasıl düşünür oldum
O doktorla yattım dediğin günü
Bardaki elli yaş üstü sevgilini
Numaranı istemeden verişini dahi
İki nokta arasındaki mesafe
Akrep için bir saat,
Yelkovan için beş dakika demektir.
Söylesene seninle benim aramdaki mesafeyi
Yüz yıla çıkarmak ne demektir?
Pendik’te tersane vinçleri tutuyor geceyi
Yoksa battı batacak ay, s*ktir olup gidecek
Kurduğumuz bir kaç güzel hayal de
Yakamozla birlikte,
Marinada bir börekçinin güvertesinden...
Zor hayatları kesiştirmek
Ellerini kesiyor zamanın ipleri
Bir bakmışsın kan içindesin
Üstelik bir haziran mavisinde
Delice akşam oluyor.
Bu banktan bir tutku geçti
Ki yağmıyordu yağmur
Islatmıyordu bu ahmağı
Ellerinde onun elleri
Bir kadın sustu geçti bu yollardan
Burnumda Ağustos kokusu
Başka birşey düşünemiyorum
Ellerim cebimde bir gece vakti yürüyorum
İçimde geçecek günlerin korkusu
Burnumda Ağustos kokusu
Bu akşam yıkılsın karşımdan yıldızlar
İstemiyorum İstanbul’u da yazını da
İçimde bir kız bitiyor moralim bozuk
Ver elini ayağa kalk içimdeki çocuk
Kalbim oyuluyor kalbim, söyle ben kimim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!