Gözlerinde
Uçuk maviyi,
Saçlarından süzülürken omuzlarına
Gülümseyen sırıtık sarıyı,
Uzayan şafağım
Bir düğün akşamında
Terli resimler
Ardında duran bir fon…
İklimin sertliği
I.
Kırıntıları gökte külümün
Kanatlarım takılı gölgende
Uzun sanrılar tuttu elimden geceler boyu
Yakut hüzünlerden sonra morumsu bir siluet
Gözlerimde irkildi iris,
Sessizlik demlendi gönlümde
İçilesi renk değil ki kırmızı
Oluk oluk şarap…
Kırılgan mevsimin kanlı siması
Gül mevsiminin elvanı değil;
Şehrin sessizliği
Alnının, şakağının tam orta yerinde,
Düşüncelerin ve bir ben;
Kokumu aldığın vadinin kıyı şeridinde,
Bir uçurumun düzleminde,
İntihar çiçeği ve bir ben;
Susam Sokağının çocukları toplanın etrafıma
Bir köşe başı bulalım kendimize
Anlamlı anlamsız öyküler anlatalım birbirimize
Ne acı olsun dilimizde ne keder
Stoacılara özenelim haydi çocuklar bu gece
'Dayan ve Sakın' kötülüklere cümleten
Serçe;
Küçük, kıvır kıvır tüyleri
Puslu, hain bir mevsimde dolandı farkına varmadan,
Hep yüzüne o en sevdiği şiirleri okudu,
Yalancı bahar çılgına çevirmişti minnacık yüreğini,
Bir tufan koptu...
Yıllanmış bedenimin içinde küçük bir çocuk
Çığlık çığlığa figanlarda
Çarkın dişlilerinde sıkışmış yüreği
Sarı saçları, mavili gözleri yıldızların perçeminde
İncecik damarları geliyor dişlerime
Her ısırışta inliyor körpecik
Geceye değse kinayeli ellerin
Bir tutuşta sabahı hâkim kılar gökyüzüne…
Hayaloğlu’na
Saçlarındaki yıldızları koparılan
Esmer çocuğun yanına gidiyorum anne,
Gidişim benzemese de ona
Mekandaş oluyoruz anne
Derya adlı şiirinde "4. Sınıfa giden biri gibi yazmışsınız, yazık" diye yorum yapmışsınız! Evet o şiiri o dönemde yazdım sayılır.
Şiir yorumu yaparken, kendinizin çok ilerde ve süper şiirler yazmanızı beklerdim.