Levente
Vaktinden önce çalmış çanlar,
Engelli bir sürgüne devirir yüzünü
Lal mısralar dizilir dilimde
Söyleyemem nedamet var gönül seferimde.
Konduğunda bir martının kadına kelebekler
Bir toz bulutu ve soğuk bir nidayla
Yankılanır gökteki rüzgâr ucunda kanadın
Uyanmış gözlerle gün, atarken adımlarını
Sona yaklaşan her bir cisim ağırlaşır
Yükselir martı, kemanın ince nağmesiyle
Pencereden süzülen buğu dağılır evrene
Nazik eller dokunur camdaki ise
Arşınlanan yeryüzü ayaklar altında
Toprak topukların sertliğiyle dövünür
Sararır yapraklar bir bir
Hüzün bahçemde tomurcuklanır
Sokak lambasının aksi
Düşmüş mor çiçekli elbisene
Dağılmış rujun gamzene
Şarap damlası,
Kirpiklerinde kan
Dağınık saçların
Bir nim sıcaklığıyla kalırken gece
Uykusuz gözlerde
Tomurcuklar ve çetrefil çehreler
Dizilir tüm koridorlarda
Bir ölüm çığlığı ve bebek ağlamaları
Duyulurken yan koğuşlarda
Uyanır düşlerimde aydınlık
Parıl parıl parıldar koynumda mavi
Nazlı bir nehirdir yüzün
Gözlerin çakmaktaşı kayalarıyla bezeli
Gözlerin alır beni benden
Tutsak ruhum, özgürlüğü içer avuçlarından
Dökülürler bölük bölük ovalara
Sonra kuşatmalar altında çocuklukları
Ayaklar ezer topuklarıyla oyuncaklarını
Küfür karışır gecenin zifiri karanlığına
Islanır tenleri ter ve gözyaşlarıyla
Yıkanmamış ellerinde kelepçelenir sessizlik
Bir incir ağacının gölgesine yaslanmak
İçindeki zemherileri ısıtmak,
Darağacına çekilenleri anmak,
Gölgesinde büyütmek çocukları…
Bir incir ağacının gölgesine yaslanmak
Yeşile anlam biçmek,
Zar eyledi leyli gece,
Olmayan aydınlığı perdelerin…
Tam o sıra:”Saçlarından süzülmüştüm ki omuzlarına…”
Zar eyledi leyli gece
Hiç bu kadar acıtmamıştı
Bir yalan,
Aşk-ı Tehir
-Doldu kadehime doldu zehir
İçimde çağlar kızıl bir nehir
Bu aşk değil bilinmez kahır
Gönül seferimi eyledi tehir-
Derya adlı şiirinde "4. Sınıfa giden biri gibi yazmışsınız, yazık" diye yorum yapmışsınız! Evet o şiiri o dönemde yazdım sayılır.
Şiir yorumu yaparken, kendinizin çok ilerde ve süper şiirler yazmanızı beklerdim.