Yüreğimdeki yarıktan, aşkın sızdı içeri...
Aklıma bensizlik düştü.
Benden vazgeçmek ,
sen olmak gibi .
Aldanacak ne kadar şey varsa içinde.
Kandım sanki.
Ben mahşerle tokalaştım.
Helalleştim kalbimle.
Azrail’le kucaklaştım.
Gerisini sen düşün .
Nesimi'den içtim ,
Senin gelişin,
yenilemek bozulanı ,dağılanı .
Öldürmek ölümsüz şeytanı.
Azrail’e kafa tutmak.
Aşk ile yamamak ,
yırtılmış bütün anıları .
O gece,
biz yetim bir sebebi araladık.
Milyar yıldız küstü içimizde,
kayıp sabahların şehveti sustu.
İtler üşüştü baharımıza ,
Pencereden baktı .
Yüzünü astı tozlu cama .
Soğuktan kuruyan neşesi ,
düştü kanlı caddenin taşına .
Bir siren sesi çınladı semada .
Kuşlar vuruldu mu sahiden?
Küçük bir çocuk gibi seveceksin sevdin mi .
Bir oyuncak arabayı sever gibi.
Kalbin yerinden çıkarcasına.
Salacaksın yelkensiz yüreği uçsuz deryalara...
Kıracaksın gurur küreğini.
Ne yanmaktan korkacaksın
Hiçbir şeyim yok,
diye hayıflanma.
Milyonlarca yalnızlığın
ve yalanlar dolu servetin var.
Yılan var yatağında,
Hiçbir şeye çarpıyorum...
Kalbin gibi.
Yalan rüzgarlardan geçerken
yüzünü görüyorum sahte pencerelerden.
Hayal gibi hiçbir şey...
Ah beni bir kevgir gibi delik deşik eden hayat...Ah üstüne titrediğim pişmanlıklarım. Akılsız başımı taşlara vurmalarım ve aklını almalarım betonarme taşların.
Çıplak ruhumun pavyon gözlü şehveti. Her zuladan çıkışında alt üst ediyorsun alt üstü. Yer , gök, kafa karışıyor birbirine dokunmadan...
Yağları eriyor yitirmişliğimin geride kalanlarıma. Geride kalan yitirmişikleri yavaş yavaş anlamaya başlayanlar, gelecekte yitireceklerinden müzdarip, sokuluyor zehri şefkatinde saklı bir yılanın koynuna...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!