Varmadım farkına geçen yılların,
Vakit aynı vakit, gün aynı gündür.
İnişe dönünce, yönü yolların,
Yarın belli değil, sermaye dündür.
Kalemin ucunda hesap bellidir,
Bir istida yazdım yüksek ricale,
“Bu gün git, yarın gel, bakalım” dedi.
Randevu kopardım, bin bir ricayla,
“Bekle, bir sigara yakalım” dedi.
Ben anlattım ama o dinlemedi,
Yürekteki yangının, ateşi hiç sönmüyor;
Ölüme dünden razı, ne çare ki ölmüyor;
Gurbet desen bin beter, giden geri gelmiyor;
Cennette cehennemi, tadar garibanımız!
Yazlık kışlık haneler, bir evde üç araba;
Erzurumlu Ketencizade Mehmet Efendi,
Hızır Aleyhisselamı çok görmek isterdi.
Her daim bu aşk ile yanıp tutuşuyordu,
Dua ederek, bir gün görmeyi umuyordu.
Kulak ver sözlerime beni dinle ey oğul,
Düzen böyle kurulmuş bu çarka uyacaksın!
Boğulacaksan eğer, büyük sularda boğul,
İş işten geçtiğinde pişmanlık duyacaksın!
Bu düzende dürüstlük, bil ki, geçmez akçedir,
Nasıl bir gelecek bekliyor seni,
Düşündükçe yaş doluyor gözlerim!
Eyvah! Dedirtecek sanki göreni,
Dehşetinden, bak, titriyor dizlerim!
Öyle mahcubum ki, inan ben sana,
Duman çökmüş memleketin üstüne
Deniz belli değil dağ belli değil.
Çile, dert yığılmış bir bir üstüne
Ölü belli değil, sağ belli değil.
Ahali çaresiz çare arıyor
Kalem ile yazamadım;
Göremedim, sezemedim,
Ben bu sırrı çözemedim,
Çözenlere selam olsun.
Nefis, düşman bilemedim,
Ben Dünya’ya gözümü açtığımda
Masmavi bir gök yüzü gördüm…
Oysa, kapkara geceler değdi senin gözlerine.
Gündüzleri bile karanlıktaydın.
Gözlerini güneşe hasret bıraktın.
Bu halinle hep içimi acıttın,
Ey! Suskun umutlarım.
Topla dünyanın bütün sitemlerini,
Sakladığın isyanlarını da kat onlara.
Uykusuz gecelerde akan,
Her damlası bir hayat,
Her damlası bir can;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!