ÇAYCI
Selâm dedim çaycı, neden susarsın
Üstüme sükûtu, kahrı, kusarsın
Ellerin konuşur, yüzün konuşur
Gözlerinde donan sözün konuşur
Görürüm çehrende olup biteni
Görürüm buruşup sarkılmış teni
İçindeki magma fokurdar lakin
Dışın patlamamış dağ kadar sakin
Bırak ta patlasın kaynayan o yer
Bırak ta püskürsün; bu susku, yeter
Bırak ta lavları sel olup aksın
Bırak ta gönlünün şehrini yaksın
Bırak ta kül etsin marazımızı
Bırak ta savrulsun, bu bitmez sızı
Anlamazsın beni, ah be çaycı ah
Aynamda tutuştum, daha bu sabah
Efkârım kapattı desem göğümü
Çözebilirmisin? bu kör düğümü
Neyin bedeliydi, bu ağır Cürüm
Hayaller marazlı, umut kütürüm
Kırıldı be çaycı içimde ki fay
Yıkıldı be çaycı bu billur saray
Kendime yetmedi, kendi ikazım
Yıkıldım be çaycı, şimdi enkazım
Demliği tam doldur, nihan özünde
Bırak ta kaynasın yürek közünde
Acına kahrına, tüm öfkeni kat
Küçücük bir tutam özlemini at
Demlenmeye bırak, biraz demlensin
Mazinin turtusu çöküp gemlensin
İçelim be çaycı, acı çayını
Sunalım geceye, kendi payını
Bırak ta çayınla şenlensin gece
Bırak ta çözülsün gam hece hece
Bırakta horuzlar yırtsın şafağı
Bırak ta köpekler çeksin bu ağı
Yıllarca beklerken, gelmez yarını
Patlattık hayatın şahdamarını
Bırak ta bu sohbet sarksın safağa
Zaten enkazımız kalkmaz ayağa
Suphi Sekü
Kayıt Tarihi : 23.4.2025 15:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!