HİCİVİ HİCVETTİM
Hiç kıskanma arkadaş, erime azar azar
Her gönül ayrı işler, her kalem farklı yazar
kalbin arşı kağıdın ,münbit topraklarında
Kimi gül bitirirken, kimi kökünü kazar
Nedirki sendeki giz, öyle kırılgan halin
Yakıyor yüreğimi, ızdıraplı melalin
Dilin lal kesilsede, yüzündedir celalin
Içimdeki dürtüler, sebebini sor diyor
Hayat çelmemi taktı, nedir ki onca elem
Bırak, içimdeki sen, rüyamı sana sorsun
Doldurdun her yerimi, bir yerde bana bırak
Bırak, bu kabusları azıcık hayra yorsun
Tozpembe hülyalarım, vuslatın kadar uzak
Sükuna demir attım, halini dingin saydım
Kanatlanıp uçamam, ne meleğim ne peri
Etten ve kemiktenim, benimde canım acır
Bazen beni dinlemez içimdeki serseri
Beynimde paslı çivi, yüregimde muhacır
Asi, mor duygularım sele dönüp azıyor
Yalan yalan yazılar, tomar tomar belgeler
Gölgeden slüetler, dile gelen gölgeler
Burada görünenler, yalnız isim ve resim
Resmi geçit orada, oradadır merasim
İŞPORTADA SATILDIM
Kıyıdan ve kenardan, sağdan, soldan, ortadan
Dilim dilim dilinip, satıldım işportadan
Her parçam ayrı düştü, bir fahişe eline
İŞTE BÖYLE
Muğlak ifadelerin içindeki giz
Virgülle yamalanan bir iç çekişin paramparça kumaşı
Hiç bir tesellinin iğne, hiç bir umudun iplik olmadığı lüzumsuz bir şey
İmgelerle nefes alan
İTİRAFIM EFENDİME(sav)
Kafamı boşalttım ben, ne düşünce ne fikir
Aklımı silkeleyip bırakmadım tek zikir
Beynimi yıkayarak, pakladım masivadan
Zaten benden değildi, ruhuma bulaşan kir
Kızıl kızıl şuleye gark oldu pervaneler
Dışı yeşil görünür, içi kızıl haneler
Akıllılar delirdi, akıllı,divaneler
Uyduruk arzularla, en kaçık bahaneler
Ne kıraat ne kahve, yermeyi demleyen çay
Gençliği vuran deprem, orta yaşı kıran fay
Bilmeyen çok bilmişler, ülkeyi kurtarmakta
Ellerinde uçurtma, ayaklarında kaykay
Kimi düzen devirir, hınç alır kana kana
Ağzımızın tadı, huzurumuz, ruh sağlığımız bozulmadan, iyi bir bayram geçirmemiz dileği ile, sevgiler, selamlar...
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...