Yüreğinden havalansa
Konsa kirpiklerinin ucuna
Kimsesiz bir kuğu
Bir ilkbahar sabahı
Ne hoştur beklemesi
Böylesi mutluluğu.
Bahar rüzgarlarının okşadığı otlar kadar ferah,
Yağmurlarda yıkanan yapraklar kadar temiz,
Uzun ve soğuk bir kıştan sonra,
İlk defa gökyüzünü gören bitkiler kadar mutluyum.
Öyle bir kış ki toprak
Unutmuş güneşi.
Bir bahçıvanın bahçesine,
Baktığı gibi,
Bakıyordun gözlerime.
Nasıl solabilirdim?
Nasıl bükerdim boynumu?
Nasıl yeşermezdim ?
Sallanıyor Top dağı ,bir ince feryat figan
Çekilmiş Mehmedin eli 3.tabyadan.
Birincisine de göz koymuş düşmanın Rus'u ,
Ermenin çetesiyle kurmuşlar bir pusu.
Yaşanmış bunca yılın üzerini,
Örtebilir mi geçen zaman ?
Hangi duvar da olmaz yüzün ?
Hangi kalem yazmaz adını ?
Rüzgar bile kıyamıyor,
Yürüdüğümüz güz sokaklarındaki,
Nefesinden başka bir rüzgarı
Tanımıyor ki tenim.
Ellerini düşünmediğim bir kışım
Gözlerini hayal etmediğim bir yazım
Olmadı benim....
Her şiirde, her satırda
Sözlerin bir rüzgâr, ruhuma esen,
Ne zaman anlatsam içimde seni,
Bir akşam, bir yağmur, bir nefes olur,
Ve hep sende başlar hikâyemiz.
Sana dönüktür yüzüm,
Neden bu kadar kırgınsın,
Kimsesiz bir ruhun ahı gibi ?
Yüreğinde koca bir enkaz,
Aşılmaz dağlar yığını.
Yoksa o da mı gitti,
Bir ilkbahar sabahı gibi ?
Dışarıda kar,kış, kıyamet.
Herkes sokakta olurdu sokaklar beyaz.
Gülücük ve mutlu çığlıklar arasında,
Eski,gıcırdayan bir masada elde kalem,
Sığınırdım demli bir çayın sıcağına.
Önü türkçe,arkası tarih olan defterimi,
Gidenlere bir kapı aralanıyor ufuktan,
Ölüyor hüzünlü bulutlar günlerce.
Bir sen gidiyorsun o kapıdan,
Sensizlik doluyor dünyaya binlerce.
Bir tarafta seni kaybedişimin yası,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!