Önümüz Kasım.
Ölmez de sağ kalırsam,
O hiç sevmediğim,
O çok üşüdüğüm kışları yaşayacağım.
Yine kendime sarılıp,
Yine “çok üşüdüğümü hatırlamış mıdır” sorusunda boğulacağım.
biz ayakları dünyayı adımlarlarken yüreği bir kişide takılı kalanlardanız...
bizimle bir yola baş koyacak varsa adımını ona göre atıp yüreğini ona göre açsın.....
Ağzımızda tek diş kalana dek gülümseyeceğimize dair yeminimiz var inadımıza...
Surat asmak ne haddimize....
Enteresan şeydir sevgi.!
“Aslanım” diyeni kuzuya çevirir mesela.
Kuzuyu da aslana.
Yanındayken bile aklında olmak,
Yanından ayrıldığında çıra gibi yanmaktır.
Tüm dünya nüfusunu hiçe sayıp,
Ben ne zaman seni düşünsem,
Geçmiş acılarım kayar gider aklımın altından.
Bir ‘hoş gelenim’ yerleşir dilimin ucuna,
Gitmeleri savuştururum ayaklarımdan.
Ben ne zaman seni düşünsem,
Şimdi biz seninle
umutsuz bir umudun
kırılma noktasında
unuttuk ya
aşka olan inancımızı
kalem küser
Sen şimdi o uzaklara güveniyorsun değil mi.?
Sana sunulan imkanlarla sevgi satın alabileceğini sanıyorsun.
Doğduğun şehirden daha soğuk bir coğrafyada,
Kültürü buz tutmuş süzgeç yürekli bedenlerde ısınabileceğini düşünüyorsun.
Donuk suretlerde esprilerimi aramayacak,
Sarının binbir tonu saçlarda kokumu unutacağını umuyorsun.
Dün gece üçe bölündüm,
O, ben ve çaresizlik saçıldı ortalığa.
Üç vakte kadar öleceğim hafız,
Bıraktığı nü yalnızlığında.
Üç heceye böldüm dilimde kelamı,
Tutmadığı sözleri hesap alacak, hınçla.
Rabbim bazı kullarını ödül diye yaratmıştır.
Derdin varken senden daha çok üzülüp,
En mutlu gününde senden daha çok mutlu olarak;
Nankör’e,fesat’a,hain’e,gaddar’a insan olmanın erdemini göstersin diye göndermiştir...
Özlemeyi nereden bileceksin sen.
Anımsadığında sesimi,
Hatırladığında gülümsememi,
Bir kez olsun yüreğinde bir serçe can verdi mi..?
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..