Gözlerine takılı kaldığım günden beri,
Yüreğim yetim kalmış bir devşirme,
Elinden misketleri zorla alınmış çocuklar gibi.
Oysa Akdeniz ikliminin sıcakkanlı çocuğuydum ben,
Haylazlıklarım çok fazla sevilmektendi.
Kim değse gülüşüme, turunçgiller çiçeklenirdi.
hazin bir hikayedir ömür
ne çok iç çeker geçmişe,geçmemişe.
son dakika baskısına yetişmiş
prematüre bir yaşamdır elinden kayan,
izmarit dolu kaldırımlara bırakılır,
okumaktan yoksun ellerde dolaşsın diye.
Yapmayın...!
Pisliğe pislik gibi davranın. Sonra bize denk gelip aslında ne olduğu yüzüne tokat gibi çarpılınca zoraki çalışan üç-beş beyin hücresi de deformasyona uğruyor.
Kimsenin egosuna helyum gazı olmayın...!
Hüzünlü bir sonbahar sabahına uyandı şehir
Bulutlar ince bir yağmurla kederini döküyordu
Pardesülü bir adam geçiyordu sahilden
Kimse içinden geçenleri bilmiyordu
Güvercinler günlük rızıklarını toplama derdine düşmüştü
Bir kadın yalnızlığıyla karşılıklı kahve yudumlayıp
herşeyden birazcığın olmak istiyorum
bir yudum suyun,
bir tutam güneşin,
bir avuç denizin,
bir dünya sevdiğin..
Farz et ki; seninle ilk buluşmamızda yağmur yağmıyordu
Islanmamak için çaba sarfederken bir yandan da
O ilk sarılışımıza yanmıyorum hatırladıkça
Her yağmur yağdığında toprağın o güzelim kokusu gibi
Teninin kokusu tütmüyor burnumda
Bir fincan kahve,
Demli bir çay,
Sıcacık bir gülüş,
Masum bir merhaba...
Hepsi içimi ısıtabilir tabi
Ama favorim ellerin...
Gözlerin gözlerime takıldığı günden beri
Hükümsüz kaldı yazdığım tüm şiirler
Ve adına aşk denen ne kadar trajedi varsa
Önünde eğildi sevgimin,birer birer
Yıldız tozuna buladım geçtiğin tüm yolları
Selama durdu kirpiklerim,
Yalnızlığına sahip çık Efraz,
Çok çaba sarfettin,heba etme.
O kadar döktürdün ki uğruna yaşları,
Değsin bari bensizliğine.
Bir ananın evladını koruyup gözettiği gibi,
Koru kolla,düşürme dile,
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..