Daha dün yıkanmış nedir bu telaş!
Bu nedir? Ne için sarmalarsınız?
Nerede her zaman giydiği esvap?
Neden ve ne için anlamazsınız?
Sokağın başından gelen ses de ne?
Yahu buradaki insanlar da kim?
Zaman mı?
Durdu!
Artık…
Su altından da yürümez saman.
Hâl bitti, kal gitti!
Ve… Kaynar kazan.
Ürkerim,
Koşarken ayaklarına.
Üşürüm,
Geçmişin derinliklerinde.
Her an;
Seni düşünürüm,
Aşkım!
Bir; sende…
Bir de; hayallerimde yaşar.
Sonra…
Akşamın kızıllığı ruhuma düşer.
Baksam da…
Bakmasam da; Aynaya!
Gördüğüm sensin!
İçime ıstırabın dumanını çeksem
Ve yürüse de…
Dursa da yaşamım.
Mahzun ve sessiz gece…
Bir o kadar da;
Hüzün kaplar içimi.
Onsuz!
Zaman ve eşya…
Karanlıklar ülkesi.
Bakmaya bile kıyamaz gözlerim gözlerine,
Ötelerden alırım kokunu.
Yine
Sevgini yüklemişsin sözlerine.
Sensiz
Geçmişe yanmak yerine
Geleceği yaşamalı insan özgürce…
Güneşe uzanmalı,
Bulutları avuçlamalı
Yıldızlardan taç yapmalı
Masalıyla değil…
Ateşteki kor yığını,
Beyindeki kir yığını,
Gökteki bulut yığını,
Gir derine, at sığını.
Hayalde sırma yığını,
Âşık’a zor gelir aşkın bitişi
Korun küllenmeme sebebi ondan
Seherde dinlerken bülbül sesini
Gözden düşen yaşın sebebi ondan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!