Sana masal anlatayım mı?
Yalnızkende eğlenebileceğini
Susarkende sohbet edebileceğini
Üşenmenin, üşümekle aynı olmadığını
Laf olsun diye, sohbete dalanlarla
Nasıl başa çıkacağını
Tutunmaya çalışılan hayatın,
Her metrekaresi tuzaklarla kaplanmış
İhtiras ve kaprislerin cirit attığı
Bir kampa dönüşmüştü.
Ciddiye alıp, önemsediğin suretlerin
Ansızın seni sukutı hayale uğratması
Hediye verilen şey,
Geri istenirmi hiç?
Ben, sana kalbimi verdim.
Günü birlik değil,
Ömürboyu kullanman için.
Çam sakızı, çoban armağını diyerek,
Sezar’ın gönül verdiği kleopatra,
39 yaşındaydı, zehirle intihar ettiğinde.
Ve köyün güzel kızı Esma’yı sevmişti, Aşık Veysel
Gözleriyle göremediği Esma’ya gönül vermişti.
Kendisini başka bir erkekle terk eden Esma’ya,
Varını yoğunu verecek kadar cömertti, koca Veysel.
Hurdacı, hurdacı...
Hurdalarınız alınır.
Kırık kalpler,
Asık suratlar,
Kıskanç ruhlar alınır.
Eskimişleriniz,yıprattıklarınız
Ne sobayı tutuşturacak odun,
Ne de kömür kalmıştı.
Elde avuçta hiçbir şey kalmamıştı.
Tavan arasındaki farelerin,
Terk etme zamanı gelmişti.
Aşıracakları hiçbir şey kalmamıştı.
Benliğini ön plana çıkaranlar,
İhtiraslarınızın çevrenizde yarattığı
Yıkım ve hasarlardan duyacağınız mutluluk,
Kaç para eder?
Tırnağıyla çeliği kazıyanların
Tabikide sizin oyun ve kavgalarıyla
Yaşama olan direncini yitirmiş bedenlere,
Hayatın güzelliklerini anlatırken
Umutsuzluğumuzu gizlerdik elbet.
Gökkuşağı ve denizin dalgalarıyla
Süslediğimiz söylemlerin,
Kırlangıçların kanatlarında uzaklara gideceğini,
Söylenenler,
Bir kulaklarından girip
Diğerinden çıkarken,
Anlatılanlara gülüp, geçiyorlardı.
Durumun ciddiyeti anlaşıldığında ise,
Artık ne dizlerini dövecek gücü,
Ecelin kapılarını, ansızın çalmasına
çok zamanları kalmamıştı.
Kirli pazarlık ve tezgah yapan
Bulanık zihinlerin,
Yaklaşan toprak ve karanlıkla vuslatı
Kendilerini endişelendirmekten ziyade
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!