Yağmur yaş demeden dolanır gezer
Bir dost arar aşık Mehmet AKBABA
Mızrabında türkü dokur söz dizer
Şiir yazar aşık Mehmet AKBABA
Gurbet içinde kor yoktur çaresi
Ayılmak sarhoşluk yasasında suç
Meteliksiz zerre uçabilmek güç
Sokakta bir şişe şaraba avuç
Açtıkça açıyor adamın biri
Akşamcı diyorlar düşmüştür dile
Sen aslında,
Beş para bile etmezsin.
Bakma uykusuz gecelerime,
Bakma seni aradığıma.
Aldırma hiç boşuna,
Yatağımın yalnızlığına.
Her şeyi yolunda kurudur tuzu
Mihnet nedir bilmez gerilmez yüzü
Bar pavyon gazino kesilmez hızı
Gezdikçe geziyor adamın biri
Elinde purosu ipek yuları
Yüreğinde sevgi çiçekler açar,
Umudu şafağa eker Yurdagül.
Riyasız sözlerle gülücük saçar,
Dudağında sabır çeker Yurdagül.
Ağlasa görünmez gözünün yaşı,
Görünce seni, bak deliye döndüm
Kuş oldum başımı kumlara gömdüm
Roma’yı yakacak ateş’ dim söndüm
Döküldüm yerlere serildim Ayşe
Bir kulum elinde masumum sabi
Melekler zamansız alıp çekildi
Us’umda anılar ağlıyor annem
Hasretin sineme erken ekildi
Sol yanımı acın dağlıyor annem
İhvan’ın yüreği sensiz üşüyor
Sevgili: Sevgi duyulan. Sevilen. Âşık olunan. Sevilen kimse. Sizin başka tanımınız var mı? Bilmem ama böyle diyor bütün sözlükler sevgili için.
Elbette her insanın yüreğindeki sevginin boyutu farklı, beynindeki sevgilinin tanımı farklıdır.
Dediğim gibi; Sizin, sevgi ya da sevgiliye dair veya sevgililer gününe dair tanımlamanız ne olabilir bilemiyorum ama on dört şubat deyince benim aklıma çok ama çok şey gelir o güzel gün için.
Bir gün sokağımızdaki badem ağacının dallarında açmış iki çiçek gördüm. Yeşili beyazında saklı, kararan dallar arasında, rengini kardan almış kar beyazı iki çiçek.
Hayata merhaba der gibi güneşe gülümseyen. İlkbaharı müjdeleyen, küçücük dallara yan yana tutunmuş iki çiçek.
Gün olur tüm zamanlar kavramını yitirir bazen.Dalarsın Akdeniz’in sonsuzluğunu seyrederken o uçsuz bucaksız mavi dünyaya.An olur düşler ötesidir
Yolculuğun,an olur anıları getirir kumsalı kucaklayan dalgalar.İşte böyle bir Akdeniz akşamında gözlerime düşüyor yıllar öncesi.
Yıl 2002 aylardan 25 Mayıs. Antalya’dan Mustafa CEYLAN, Ali İRŞİ
(Ozan İRŞADİ) ve ben, Göller Bölgesi Yazarlar ve Şairler Derneği’nin etkinliklerine
katıldık.Isparta şehir merkezinde Kültür Sarayındaki şiir dinlentisinden sonra kaldığımız
otele doğru yol aldık.Otelin lobisine vardığımızda, sonradan Kütahyalı olduklarını öğrendiğimiz kalabalık bir gurubun saz çalıp şiirler okuduğunu gördük. Tabi bizi de
Bu kaçıncı aşkım bilmiyorum,
Koparıp attığım uçurumlara.
Kim bilir bu kaçıncı kalışım,
Kaybolan sevdaların rıhtımında.
Yıllar önce başladı bu hesaplaşma.
BOLAT ÜNSAL’ın ŞİİRSEL YOLCULUĞU
-Tahlil-
Mustafa CEYLAN
BİR ŞİİRİN RUH KÖKÜ
“BEŞ PARA BİLE ETMEZSİN
Sen aslında
Beş para bile etmezsin.
Bakma uykusuz gecelerime.
Aldırma hiç boşuna
Yatağımın yalnızlığına,
Saçlarının yastığıma düşmeyişi ...
BOLAT ÜNSAL’ın ŞİİRSEL YOLCULUĞU
-Tahlilin Devamı (2)
Mustafa CEYLAN
BİR ŞİİRİN RUH KÖKÜ
….
Şair, “sen aslında” derken, kendisini daha önce “yanlış görmüş-bilmiş ve hissetmiş” olduğu sevgiliye gerçeği haykırmaya çalışsa da, kendisine – kendi yüreğine hitap etmektedir ...
BOLAT ÜNSAL’ın ŞİİRSEL YOLCULUĞU
-Tahlilin Devamı (4) (Son Bölüm)
Mustafa CEYLAN
BİR ŞİİRİN RUH KÖKÜ
…
Ahmet Kutsi Tecer “Nerdesin” başlıklı şiirinde;
Geceleyin bir ses böler uykumu
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu ...