İnsanlık sadece
Doğum ölüm yaşam üçgeni değil
Şerefle yaşamak lazım
Her canlıya saygıyla yaşamak
Kadını baş üstünde tutarak
Ve ötekileştirmeden kalbinde taşımak
Yaşamak istiyorum
Dolu dizgin
Kurtularak kalbimdeki yüklerden
Nefes almayı yeniden hatırlamak
Ve yaşamak istiyorum sadece
Her sabah keder yerine
Giyindin matem renkli kuşkular
Kıskandırdın cümle ölüler mülkünü
Kurgan gazabıyla sarar çevreni bilinçsiz korkular
Bilmez tek bir can bile kadim yaşam ülkünü
Önümde uçuyor kanadı kırık kırlangıçlar
Kasırgalar koptu ufuklarında yok oldu meltem
Göğün yasasını bozdu iş bilmez yargıçlar
Ondan gökyüzünde hâkim oldu matem
Beni yüzyıllık uykudan uyandırdın
İçimdeki binlerce ormanı yandırdın
Girdiğin düşlerle hasretine dayandırdın
Sen benim çiçeklerle bezeli kanatlı meleğimsin
Gözlerin alevli bir ağzı sanki ejderin
Kapalı kapılar ardında beklerken
Aramızda zaman mefhumu yok olacak
Ömrüme bir ömür daha eklerken
Varlığınla saadetim arşa kanatlanacak
Zemherinin habercisidir
Düzülen bu göç kervanı
Ölümün kara gömlekli elçisidir
Karşımıza toplanan karar divânı
Bahar gelmiş memleketime bugün
Yeter, daha fazla yaralamasın, akmasın zamanı bükün
Belli ki fazlaydı bedenim senin yükün
Zaman tüketti beni saçının sarısıyla karasında
Tükenmekler bile tükendi ellerimin arasında
Kan kusuyorum sevdamın büyülü yarasında
Bu karmaşık bir düzen
Şimdi kan revan içinde gözlerim
Bu düzendir insanı çıldırtan, üzen
Ben bu şehirde yalnız birini özlerim
İstanbul'un taşlı yollarında yürürken
Götürür bir rüzgar usulca benliğimi
Göğü bir güzellik alemi bürürken
Kaybettim bir çırpıda tüm esenliğimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!