Aşk masallarına kanardık
Hayal gemisinin sahibiyiz sanardık
Dünya dört dönüyor zevkinden
Vazgeçtim artık
Emekliliğimi istedim sevginden
İyice durgun bir hal alıyorum
Bir boşluğa dalıyorum
Yalnızlık diyorum sessizce
Her daim yanımda diyorum kendimce
Bir köşe başında
Ülkemin dağında, taşında
Kent ışıldıyor çocukça
Bir eldi beni yakalayan soğukça
İçim boyası akmış bir tablo
Beni görünce ellerini ovuşturuyor diablo
Hiç uğranılmayan sokaklar gibi hüznüm
Viran şehirler boş araziler gibi üzgünüm
İçimdeki fırtına bin yıllık bir nefret
Karşımda kan revan içinde kalmış bir suret
Yaşadığımı her daim etsem de ret
Bunca yüke rağmen nefes alıyorum, vallahi hayret
Düşmüşüm bir kuyuya
Dalmışım derin bir uykuya
Karşında ben el pençe divan
Birim sevdada olmaz iman
Gelmiyorsun madem
Al işte
Yükseliyor Boğaz'da göç kervanı
Yaşamıştım bu yorgun kederin aynısını
Hicranın yok asla dermanı
Bir başıma taşıyorum sensizliğin kağnısını
Sıcak bir mart sabahında
Yine dalıyorum hülyalara
O hülyalar getiren seni bana
Hülyalar saf
Hülyalar temiz
Toz pembe hülyalar
Hummalı bir dünyadayız
Kasvetle dolu bir hülyadayız
Yaşarken ateşin kucağında
Kavrulduk usulca hayatın ocağında
Dünyamız hep kan kırmızı
Ancak ölüm verir yakıcı sırrımızı
Sana bulaşınca dünyanın en basit illeti
Çekerim omzumda en ağır sıkleti
Umursamazken hiçbir mihneti
Tek bir acından bende bin pare acı peyda olur
Bu kentte yorgun düştüm
Kendime bile küstüm
Baştan ayağa sevdaya battı üstüm
Sessizce gözlerini süzdüm
Bir daha konuşmamak üzere sustum
Ne diyeyim artık ne söyleyeyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!