Ne yaptırırsa aşk yaptırır,
Gerisi yalan, ziyan,
Yüzüne konan gülücüğün,
bile onda payı var,
Bazen coşturur, bazen savurur,
Zindan eder, cennet eder,
Mutlaka vardı bir kusuru,
Biraz gönlü okşayanın,
Geçirirdim ince eleklerden,
Kiminin boyu kısa,
Kiminin aklı eksik,
Bahaneler bulurdum,
Şimdi bir bakışa aldanıp da
Gitmiyor gönlüm peşinden.
Oysa cesurdu, deli doluduydu yüreğim
Sevgiyle yaşar, aşkla doyardı karnım.
Şimdi en güzel sözleri duyunca bile
Kalbim eskisi gibi çarpmıyor hızla.
Ediyormuş itimat,
Kalpten sevince gönül,
Kaç aşk gördü, bu hayat,
Sevdi, soldu gonca gül.
Çekerek eza, cefa,
Geçmesin kalan ömrün,
Yaşadığın her anda,
Başka bir heyecan var.
Arama mutluluğu,
İçime güneş gibi doğan,
bin bir mana yüklü,
gözlerinden vazgeçtim…
Karanfil kokulu ürkek meleğim,
Diyeceksin, gün gelip de bir gün,
Ben seni işte bu yüzden,
Her şeyden, herkesten çok sevdim.
Sevdanın anlamını bilen yoktu karşımda,
Dolaştım beyaz, esmer tenlerde,
Bu canın mutlu olması,
İki dudağın arasında mı?
Gönülün çektiği çile,
Talihin karasında mı?
Sana ayan ulu Rabbim,
Çok perişan bir haldeyim,
Bir çocuk deyip geçme,
Ne fırtınalar yaşar içinde,
Harçlığı yoktur belki cebinde,
Bir şeker, bir çikolata, belki bir tas çorba,
Tüter gözünde…
Kim bilir ne körpe hayalleri,
Kapalı bir sandık olmalı gönül
Nankördür sevildiğini duyan
Sımsıkı sarılacağına aşkla
Bir adım geri atar,
Son surat koştururken
Dengelerin şaşar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!