bu şehir bir orman
bir ağaç bu apartman
her insan bir kuş
kimi serçe kimi baykuş
ötüşüyor sığırcıklar
Bu pınar ne pınarı bu?
Bir çocuk çocuğu vuruyor cephede, çocuk çocuğu.
Yetim kalıyor kenar mahallerde o çocukların çoluk çocuğu.
Onsekizbin lira sağ salim kalmanın bedeli bu memlekette, onsekizbin lira.
Paran varsa öz evlatsın, paran yoksa O. çocuğu öyle mi?
yalnızken kendimle hiç kavga etmedim ben
ne zaman aramıza girdi biri, o vakit bozuldu aramız bizim
ne kadar şüpheli varsa topladım hafızamda tek tek
herkes ayrı bir hayale ahalî
her yer ayrı ayrı olaylara mahallî
ejderhaya dönüşürdü peşinden koştuğum kelebek
İnce bir sözü çok gördünüz, soldurdunuz söğe söğe,
Bir kuşu katlettiniz, hunharca taş atarken göğe.
Tam düşecekkken tuttum onu,
Sinsice geldi biri, sessizce arkamdan itti beni.
Bir derede boğuldum, hem de elimdeki oltayla,
Bir balığa sarıldım kıyıya attı beni.
Bir püsküllü musiki gibi serildi akşamın üstüne şehrin fırfırlı, loş ışıklı suretleri.
Yüreğimin asfaltına mucurlar dökmüştü belediye, gördüm ki değdiği yerlerden yekpare, sökülmüş boyalarım.
Kaçırdım kendimi yan yollarından son sürat, geçerken silindi o yolların şeritleri.
Kim bilir kaç engeli aştım çarpa çarpa, yıkılmıştır bütün telefon direkleri.
Mor üzüm bağıydı gövdem, asla uslanmadım desem inanır mısın yediğim dayaklardan?
Vanası hiç takılmadı ki bu hayratın, hep açıktı musluğum, susadıysan haydi iç.
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, aşıklar dudaklarından öpüldüler,
gün boyu güldüler, gülmeyeni de gıdıkladılar.
Kıkırdadı bir takım bıdıklar.
Tatlı rüyalarında sayıkladılar dün gece.
Ben ise eski kahvaltıları düşledim.
Düşümde bütün sevdiklerimi topladım sofraya.
Yahu hâlâ mı güllü, bülbüllü şiirler,
Bıraktınızmı ki bir yerlerde bir gül bahçesi?
Hani nerede?
Gören var mı pembe panjurlu bir ev?
Kaldı mı bu devler ülkesinde bir dev?
Acıdık aç!
Kulaklarımın içinde çınlıyor.
Et düşlerdik kuru ekmek çiğnerken,
Su içerken süt niyetine.
Bu şehrin adı yok bende adı.
Ah fena oluyorum bak fena!
Çok bunaldım Mualla çok fena.
Koş gel gelmeden birileri koş.
Yoksa üşüteceğim şimdi.
Mahallede acımı arıyorlar üstümde başımda, iş yerinde açığımı.
Bir bıçak soktular gecenin kalbine ve ağır ağır çektiler eski bir sevdayı sızlatırcasına.
Açınca gözlerimi bir de ne göreyim.
Hayâlin.
Kırmızılara bürünmüşsün, oysa hep siyah giyerdin,
neden?
Acım, kanım, kadınım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!