Lafta borcumuz var Allah'a lakin cebinde bir kuruş sevabın var mı diye sorsalar, yok
Bin dakika içre, bir dakika zaman bulamıyoruz ib(adet)e.
Müezzin ünnüyor minareden gel diye, bağır çağır beş vakit, utancımızdan icabet edemiyoruz o davete de.
Eşyamız kalmamış sata sata,
Eyvah eyvah! azrail uğramış tahsilata,
Kaç kaç nereye kadar kaçalım?
Şiir benim geçim kaynağım,
o olmasaydı hiç geçinemezdi kendim kendikendimle.
Aslında çok önce delirdim ben,
bakmayın siz böyle akıllı göründüğüme.
Kafamın içi silme velvele.
En ufak titreşimde bile göğsümde şiddetli bir zelzele.
Kalp dediğin aparat.
Atmıyorsa kopar at.
Tutuştuysa ciğerin.
Bir sigara daha yak.
Kuşkun varsa aşkımdan.
Gözlerime iyi bak.
Çuvalımı gören beni de patates zannediyordu pazarda.
Oysa çok önceden soyutlamıştım kendimi kabuğumdan, çok.
Bir kalabalıktı hürriyet ateşi,
Yanıyordu bir zamanlar şu buz gibi sokak.
Görsen, it gibi titriyordu açlığım,
Kendimi kaç tencerenin içine sokarak,
Hukûkî bir boşluktan faydalanmış patronum.
İşçilere boşluk yok.
Beş kilo da havyar almış geçerken.
İşçilere bulgur çok.
Hanımı yenilemiş kürkünü.
Pekte çabuk ölmemiş sanki fok.
kimin umrunda o noktalama işaretleri
sen kaideyi boşver
hangi rutinden çıkmış ki aşk
aşırı da yaşamaya bak sevdanı uçlarda
sen söyle boşver kafiyesiz olsun mısranın sonu
kır zincirlerini kurduğun düşlerin
Tatlı dilli oluyormuş bu şehrin yılanları,
Ağrısını hissedince etimizdeki dişlerin, vesvesenin zehrini zerk edişlerin.
Göremedik o ince bedenlerin ardındaki dolgunca gövdeleri,
Ansızın sokulunca anladık.
Girmişler kulaklarımızdan sinsice içeri.
Çok geç çıkıyorum tuvaletten, kimbilir kimler bunun farkında.
Elimde kükürtlü, yağlı bir kalıntı orgazm.
En sonlarda duruyorum düğün sonrası sırada.
Uzatmışım elimi, kolumu,
Elim, kolum çıkıntı, içimde dopdolu bir sıkıntı.
Arıyor gözlerim seni o sırada.
İyi giden birşey söyle bana sevgilim.
Hırsız yine hırsız, çalıyor yine çaktırmadan,
Katil yine katil, vuruyor bizi hiç sektirmeden.
Dertler dert üstüne,
Birikmiş borcun harcın içinde,
Kararlı geliyor alacaklı adım adım,
Bizi kimsesizliğimizden yakalayıp yerlerde sürte sürte.
İstedi olmayınca mızmızlanan şımarık bir çocuk gibi gönlümüzce ayak sürüyemediğimiz,
Şöyle ellerimizde birer külah dondurmayla ehlikeyf yürüyemediğimiz yola.
Yakapaça yakalayıp o kapkara karakola atarlar mı abi?
Kaç zamandır kaçmaktayız kim bilir neden?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!