Bahar nedir kış nedir?
Bir kafeste kuş nedir?
Yol yol olur yokluğun.
Düz nedir, yokuş nedir?
Yârim beni aşk ile yâd et.
Emrine âmâde bu çırak.
Neyim varsa indir.
Etim de kemiğim de senindir.
Bir alana bir bedavayım şimdi.
Kendim ve ben.
Çocuklara uzanınca eller,
Kırmalı o elleri,
Darağacına bir salıncak kurmalı,
Sallandırmalı sapıkları.
Çocuklara uzanınca eller,
Geliyorlar,
Geliyorlar zincirlerinden boşanmışçasına.
Öyle aç, öyle azgın.
Geliyorlar bağıra bağıra, kin kusa kusa, Kudurmuşçasına.
Yol yaptılar ve buldular bir şekilde yolunu.
Kırdılar kilitli kapıların çelikten kolunu.
Ne olsun işte, herşey bildiğin gibi,
Hiçbir değişiklik yok buralarda.
Sadece habire zam geliyor umuda.
Aynı kaderim, aynı kederim, derdim, tasam,
Aynı acım ve alabildiğine açım,
Aynı ama adı yok.
Ben bir ayrık otuyum, duruyorum gamsızlların bağında.
Gölgesinde yalnızlığın, hem de en hasından,
Ala geyikler gelirlerdi arada, isırırlardı etimi, kökleyip tel örgülerimin arasından.
Götürürlerdi kırlara, bayırlara.
Ama onlaŕıda vurdular.
Bir gün gözleri açılacak şu körlerin baba, bir gün.
O gün müthiş heyecanlar ve şaşkınlıklarla dolup taşacak o gözlerinin pınarları.
Coşkunun sıcaklığını bürünüp bir sabah, fevkalade gerçek bir rüyaya uyanacak herkes ve hayretle bakacaklar ilk defa dünyaya o rengarenk gözleriyle.
Baba.
Kalk hadi kalk, bak!.
Evimiz yandı,
Tarlamız yandı,
Ambar yandı,
Kardeşim yandı,
Bir çocuk bir kuşa uçmayı hatırlatacak,
Bahçeler ağaca susadığında.
Bir adam kazaya karışacak kavşakta.
Mor ışıklar giyinecek akşamlar göreceksin.
Ne değişecek sanki, ha bu gün ha yarın!
Sanki vakti gelecek de yağmayacak yağmurlar
Parada pulda gözüm yok inan olsun.
Bana bi hayır duası gönderin.
Hiçbir sabaha süremedim yağımı.
Bana bi gün(yüzü) gösterin.
Ağaçtım yandı ormanım.
Balıktım kurudu ummanım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!