Eskişehir de iki katlı bir evde
İkram edilen bir çay bir pasta
Yaptı bana, bir Leylâ’ya hasta
O, tam benim aradığım yaşta
Eskişehir'de iki katlı bir evde
Şu âdemoğlu çeşit çeşit
İmtihanı da bin bir çeşit
Kimininkisi, boyuna eşit
Kimininki Evereıste eşit
Her insan, bir şeyle imtihanda
İçimdeki bir duygu sana yakınlık duydu
Seninle olan aşkımızı cümle âlem duydu
Benim de yegane istek ve arzum buydu
Ölsem gam yemem artık aşkım duyuldu
Seni beklerken neredeyse yüreğim durdu
Ben, Antep fıstığını soyamadım
Bir gül gördüm, koklayamadım
O gülün, adını dahi soramadım
İçimde bir uktedir unutamadım
Elime verilen, telli sazı çalamadım
Ellerine kınalar yakmış, Yörük kızlar
Gerdanına altın takmış, Yörük kızlar
Akşamları koynunda uyutsa o kızlar
Sevdiğim kızı vermediler, içim sızlar
Düğünlerde elele tutuşur Yörük kızlar
Nasıl ki; toprak güneşi görmediği vakit gerilir
Şair de seni görmediği vakit aynen öyle gerilir
Nasıl ki; toprak güneşi gördüğü zaman sevinir
Şair de seni gördüğü an da aynen öyle sevinir
22.12.2002-07.07
Çekemez iken bir Muhacir kızın nazını
Hayat yolunda rast geldim bir de.. kızına
Ben nasıl çekerim ikisinin birlikte nazını
Verin bana sazımı anlatayım alın yazımı
Hayatta o Muhacir kızı çok kök söktürdü
Gelmeyeceğini bilmeme rağmen yine yolunu baktım
Olmadığını bildiğim halde, yine de her odaya baktım
Tatmin olmayıp tüm her şeyin altını üstünü getirdim
Aşkından bitap düşüp, kendimi zar zor yatağa attım
Tam uyur uyanıkken, sanki gaipten bir seda duydum
Bugün pazar, benim gönlü sanki hazar
Şair oturmuş sahilde senin şiirini yazar
O yazdıkça yüreğindeki hasreti de azar
O bu nedenle, çoğu zaman dertli yazar
Ah sözlerin kor gibi içime düşüp yaktı
(İ.İ. arabası)
Hey gidi Anadolu'm, içi dışı şakirt dolu
Hey gidi Anadolu, yakın eder uzak yolu
Bilmem ki kaç kez tur etti, bütün yurdu
Vurdu vurdu o turnayı gözünden vurdu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!