Benim boynu bükük güzellerim.
Sakın sokak mokak demeyin,
Orada öcü var!
Bakarsınız kaçırıp, dilenci yaparlar.
En iyisi;
Dizimin dibine oturun.
Güneşimi örtme bulut kardeş,
Şunun şurasında...
Üç kuruşluk zevkimiz var!
Onu da sen kaçırtma.
Ekvatora atlarsam...
Bilmediğim bir yerde
İstanbul'suz topraklaşmam,
Bitmeyen hüzündür içimde;
Onun bensizliğe,
Aldırmayacağını bildiğim halde!
Ana cadde, mana cadde,
Kalabalık, malabalık fark etmez,
Delikanlı yakalamış fırsatı;
Avuçlarında tuttuğu serçe parmağı,
Yumulur gibi koklar.
Aşk; kapılmak, sürüklenmek,
ve kendinle tanışmaktır.
Bir kişi hariç,
Herkesi ve herşeyi...
Sıfıra indirgemedir.
O, hariç kişiyi de;
Dalından kopan yaprak
Heyelandan akan toprak
Suya düşen saman
Bacadan çıkan duman
Şöyle diyesim geliyor:
Hepimizin içinde,
Bir İstanbul yüreği atıyor.
Yeşeren ümitlerin,
Unutulmaz aşkların,
Eledikçe eler,
Görünmez bir elek,
Yolları ayrılır, çalkalandıkça;
Delikten geçenle, geçemeyenin.
Gün geçer, devir döner,
Toprağın dilinden anlardı
Babam
Elindeki dikeli yolunca sallardı
Babam
Dinlenir dinlenir, yeniden sallardı
Dünyada en iyi bildiği işti
Buz dağı gibi eriyorum,
Damla damla.
İşte orada...
Yaşamımdan kesitler, zerrecikler.
Sizin gördüğünüz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!