Bu hayatın, tadını çıkarmaya bakacaksın,
Hem de, sıkıp suyunu çıkaracaksın.
Sakın adım çıkar diye korkma;
Onlar kuruntu.
Pruvası yarar sularını mavide;
Güvertesinde, kızlar oğlanlar elele.
Biraz düz, biraz yan gider kıyıdan uzak,
Hırçın, beyaz dalgaları pupada oynak.
Laleyi, manolyayı öpüp gelen rüzgar;
Yedimden on yedi'me,
Yıldırıma tutundum;
Gözler kamaştı...
Gören olmadı.
On yedi'mden sonra,
Canına tak etti mi...
'Alıp başımı şimdi,
dağlara kaçacağım'
Derdi anacığım.
Sahi sanırdım sözlerini,
Duyulmaya görsün,
Birinin yolsuz kalması,
Usulca boşalır çevresi;
Onu izler, yalnızlık günleri.
Daha karşıdan konuşur,
Taşır taşır yorulmaz,
Bunca insanı bir yerlere;
İçlerinde barınan ve taşınan,
Onca acı ve, onca umuda aldırmaz,
Yüzlerinden okur da ondan mı?
Borç aldım
Yalnızlığı kendimden
Telefonum ıssızlığı çalıyor.
Loş odalar suskun
Duvarlar üstüme yıkılıyor
Camlarda perdeler
Ne kadar duygulu
Ve sessiz olurdu
Uzun günler boyu
Eski Yıldız yokuşu.
Kaldırımlarda sıralı
Çölde fırtına;
Rüzgarın dansı kumlarla,
zor işler.
Turuncu kelebeğin,
cilveli raksı aşkıyla;
Gölgesiz boyuta varan
Son yolculuğundan
Az önce o;
Sahnede kalanların,
Acıdan ürpermiş
Puslu bakışlarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!