Koru dağından kopan rüzgar
Saroz kıyılarında kol gezer.
Önüne kattığında körfez sularını;
Mavi çayırlara yayılır,mart kuzuları.
Mahmur sabahların tazeliğine karşı,
Üstüne uzandığım
Şu yumuşak kumlar
Güneş altında.
Taşın, nefes kesen yolculuğu
Deryanın koynunda,
Nesi var bunların böyle...
Yollarda, parklarda, meydanlarda;
Gözleri yere çakılı,
Gri taşları sayar gibi.
Ören yerlerine mahkum,
Soğuk, kabartma yüzler sanki...
Gel bahar,
Beni baştan çıkar.
Kanım başıma sıçrasın,
Arzularım kamçılansın.
Dağ, taş, kırlar,
Ne için,
Ve ne kadar beklemeli?
Herhangi bir şey için;
Usanana kadar mı?
Yoksa...
Ümit yere çakılana kadar mı.
Boğaz kıyısında
Yıkık Çırağan' da
Sular, serin ve derin;
Boy verir geçmişte,
Usumdaki gezintilerim.
Bir şair kozasında,
Açılmayı bekler.
Sayfalarda sözcükler de,
Kanatlanıp uçmayı.
Kulaktan kulağa yayılır,
Sır dolu imgeler ki...
Gece karanlığını soyarken,
Sabahın hevesli ışıkları,
Mahmur yüzlü dağların,
Zirvelerini, eteklerini;
Uysal göller, sakin dereler,
Dağı, taşı süsleyen çiçekler;
Kıvrak rakkase dansı
Cezayir sokağı
Dar basamakları
Salınırken aşağı.
Evleri içiçe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!