Dünya güzelmiş
Hayat güzelmiş
Yaşamaya değermiş
Yazık!
Felek; boşuna kahpe olmuş!
Bir yırtarsın,
İki yırtarsın,
Bir gün bakarsın;
Yırtılmaz bir kefen giymişsin,
Feleğini şaşırırsın.
Mısraların afacan çocukları,
Ağzı süt kokan bebekler.
Sizlerle oynaşırken,
Kaçar göçer sözcükler.
Tuğla harmanı kaçkınları...
Size; usta bir usta gerek!
Dikilitaş'ın Dutlukiçi...
Musa dut'u, Aşı dut'u, Acem dut'u.
Altı yaşın saflığı,
Siyah dut'un beyaz dut'un gölgesinde.
Çifte cevizler, eldaşım ayakdaşım.
Günlerimi atmışım
Hayat ocağına
Odun niyetine yakmışım
Sonra aylarımı, yıllarımı
Sonunda, ömrümü bırakmışım.
Akşamla beraber...
Karanlık basar; geceye uzanır...
Siyahın sessiz örtüsü.
Ortalıkta bir masumiyet;
Kadınlar şimdi daha güzel!
Uçarım düşlerimde
Bulut hafifliğinde
Bilmediğim yerlerde
Geniş zaman düzleminde
Sınırsız konular
Yalnız yatıyorum artık...
Yalnız uyuyorum.
Yavaş yavaş;
Her gün çiziliyor takvimde,
Bir günün üzeri.
Yavaş yavaş;
Bir yetmiş'ime yakın bir yerimde saklı,
Bir sokak süpürgesi!
Dadanmış karanlık zindan kapılarına,
Aydınlıktan kaçıyor gibi.
Hiç yokmuş gibi orada,
Ağaçlar, çiçekler ve çimenler...
Yukarı doğru,
Güneşe doğru,
Büyürler, büyürler.
Kökleri, toprağın derinlerine iner;
Yaşama tutunup, ölüme direnirler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!