Dönüp dönüp,
O an'a takılır;
Acı belleğim eşelendikçe.
Aslında, bir tek sözcüktü,
Yanardağ öfkesinde;
Dudaklarımdan dökülen.
Geçti geçecek,
Cilveli hoppa,
Aldandı, yandı;
Badem çiçeği.
Isıtıp, ıslatıyor,
Yanık sesli sazım,
Çığlığı kadın feryadı.
Klarnetim.
Sızlatır, sarsar, içli edası.
Buğulanır, ebrulanır, incelir,
Derin bir iç çekiş yankılanır;
Sessizliğin içinden yayılır;
Yalvarır gibi ısrarlı nağmelerle.
Acınır,daha da acınır bilinmeze,
Alçalan yükselen perdelerle,
İnce ince gelen bu hüzün niye?
Kendi davam
Kendi tutumum
Kendi çıkmazım
Kendi derdim
Kendi düşüşüm
Kendi felaketim
Damlarda kuru otlar vardı
Altında kararmış gündöndü sapları
Evlerin sarı duvarları kerpiçten.
Buralara yabancıydım ben
Yaz sonu gün inerken.
Derinlerden gelen dürtü,
Tenlerden yayar kendi kokusunu;
Şehvet olur bedende.
Küheylan olduğunda ovalarda,
Yelesi yele kapılıp,
Yine morarmış akşamları paylaştım,
Ve yumuşak kabuğunu soydum;
Kehribar kadehlerde susan mutluluğun,
Hayalin büyüsünde, rüyaları aştım.
Uzaktan gelen şarkılar yorgun,
İçimdeki uçsuz bucaksız
Bahçeleri,eker biçerim.
Sevince yeşeren,
Kedere kuruyan bahçelerim.
Kirpiklerimden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!