Yalanı bir meslek bilmiş sözlerden
Vicdanları satılmış kör özlerden
Menfaat uğruna eğmiş dizlerden
Usandım darıldım yoruldum ben de
Edep ne bilmez olmuş nice elden
Tükendi gönlümde sabrın hevesi
Kırıldı düşlerim sustu neşesi
Bağrımda taşıdım kahrın nefesi
Sonunda pes ettim yoruldum hayat
Gözlerim bulandı bahar nerede
Kır çiçeği gibi açtın erkenden
Düşürdün gönlümü dertli derdinden
Ak güvercin gibi kaçtın elimden
Yüreğimde kaldı yası Zeynebim
Baharda tomurcuk kışta solarsın
Yürek yaram...
Bak yine gece oldu
Yine o sessizliğin içindeyim
Yine ellerim bomboş
Ama yüreğim dolu hem de senle
Bir zamanlar gül açardı gönlümde
Kalmadı bir eser o eski hâlimde
Dert yüküyle çöktüm bu genç ömrümde
Gençliğimi benden çaldınız yıllar
Bir sevdaya kandım yandım kül oldum
Kalbini paramparça etmiş,
sözleri yarana tuz olmuş,
arkanda bıraktığını sandığın o gölge
yıllar sonra bir akşamüstü
hiç beklemediğin bir kapıyı çalıverse…
Yine duman çöktü…
Nemrut dağın başına
Sis, ölü bir nefes gibi dolaşıyor taşların arasında
Rüzgar, geçmişin gölgelerini savuruyor
Ve ben, her adımda ölümün sessiz adımlarını duyuyorum.
Sevgilim ben sana gülüm diyemem
Gül korur sevgilim solar renklerin
Sevgilim ben sana canım diyemem
Can çürüp toprağa gider sevgilim
Sen damarımda’ki kanımsın benim
Bir gece daha gitti bu ömrümden
Yıldızlar kayboldu saklanır benden
Sessizce süzüldü zaman derinden
Bir gün daha geçti yok oldu izim
Her adım bir çile her anım yorgun
Bir güzel simadır aklımı çelen
Akılsız gezerim akıldan yoksul
Geceleri şirin uykumu bölen
Divane gezerim akıldan yoksul
Hilal bakışlı gök mavi gözleri




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!