Sevdanın derdidir bağrımı delen
İçimde kıvranır bin ahı gülen
Sensizlik ömrümü her günde bölen
Dert ile derinden iniler sazım
Yel esti mi dağlar dumanla yazım
Aç kapıyı gardiyan dert ateş oldu
Dert vurdukça vurdu ciğer çoş oldu
Kara zindan düşlerle yoldaş oldu
Gör mahkum yüreğim yanar dağ gibi
Aç kapıyı gardiyan ışık gelsin
Mapustayım dört duvar arasında
Yine bahar gelip geçiyor gardiyan
Kaysı ağaçları tomurçoklara durdu
Aylar geçiyor mevsimler bir bir bitiyor
Yolumu gözleyene agliyorum gardiyan
Garip bitkin yorgun kalbinde yara
Doğarken garip doğmuş bahtı kara
Cebimde bulunmaz üç kuruş para
Dünyada yüzleri gülmez garipler
Dünya bir kuyudur içi karanlık
Geceler karanlık yıldızlar parlar
Ay ışığı sarsar gönlümü sarar
Derin bir sessizlik ruhuma dolar
Geceler düş olur hayale akar
Rüzgarla fısıldar eski hatıra
Çekilin başımda bırakın nolur
Eşim’den ayrıldım dertliyim bugün
İstemem yanıma kimse gelmesin
En yakın dostumu kırarım bugün
Doğmasın bu gece batan güneşim
Hasretin soldurdun benliğimde yaş
Özlem düştü yüreğime Eskitaş
Her an seni anar gözlerimde yaş
Çocukluğum sende kaldı Eskitaş
Yollarına serdiğim o taşları
Esti ayrılık rüzgarı
Kırıldı kolum kanadım
Ayırdılar seni benden
Ben sensiz nasıl yaşarım
Tutuştu evim ocağım
Etme eyleme gönül, bu sevda sarsın boyumu,
Düşürme hoyrat derde, gel yok etme soyumu,
Yalvartma biçareyi, gel incitme huyumu;
Yıkma evim barkı mı , beni viran eyleme.
Sensizliğin korudur, her nefeste köz olur,
Sırtını duvardan başkasına emanet etme,
Gönül bu— kırılır, dağılır, dağ olur bazen.
Bir bakarsın sevda el olmuş,
Bir bakarsın dost, yalanın kolu olmuş.
Ne gün doğar sensiz, ne de gece biter,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!