düş yağmurları
bize sunulu bir resimde dillenir
içimiz ünlem kaçakları
beklenen sorular getirmez cevapları
hangi beden kabında durdurulur
Şehirler bize uzak şiirler yakın
İnsanlar birbirleriyle kaynaşırken
Yakınlaşan şehirlerde kaybolduk
Hoyratça harcadığımız vakitlere
……….asılı kaldı kimliklerimiz
hangi, hüznün bulutları serpiştirdi.
hangi, doyumsuz geceden kaldın böyle?
gözler kan çanağı...
susuyorsun,
yaramazlık yapan bebekler gibi,
şiirlerimde saklı! sen(siz) liğim.
içimde tüneyen kör düşlerim
eski bir şarkı dudaklarımda hapis
gözlerimde uyuyan bir deniz
o, buğulu ses,
gün batımın da duyduğun.
iliklerine işleyen,
tek vücut olduğun...
dudakların yanar.
dalkıran bir gece sesin düştüğü
öze bürünen gizin sönük ışığında
yalnızlığın dokunduğu tezgâhta
ipliği kaçıyor günlerin
kabuğunda yaşayan kurt
başını göğe uzatır
buz bakışların
körelten sığlığı üzerine abanır
ezilir benliği
Sen dilime dolanan yalnızlık türküsü, içten içe tutuşturduğun bu ateş sönmedi…
Koz oldu. Bir kıvılcım çakmaya görsün senden gelen, sana dair… Sönmüş bir volkan edasıyla taşar yuvasından lav olur, akar gider gözlerine… Yüreğinin sesidir ayakta tutan bakışlarımı, düşmeye gör… Eksik bir tını dökülür dudaklarından sabah seherlerine…
Yanılgın, kaybolmuş bir şehrin yolcusu olmandı. Öyle ki kendini ördüğün taş duvarlar esaretine gölge vuruyordu ve sen tutsak güzel kirletilmiş saf düşerinde yaşıyordun yalnızlığını, kimselere bulaşmadan…
Artık yılgın bir rüzgârdır her günün ve mevsim güz değildir.
Solgun düşlerini ayazlara asıp kurutursun kırağının yakıp kavuracağını bildiğin halde...
Bir kez daha anladım. Araya mesafeler girmişse, göğsünü siper etmeli her türlü olacaklar karşısında. Ya kabul etmeli, ya sessizce gitmeli… Yaşamayı istemekse yaşamalı, sınırları zorlamalı… Sevmenin bir yüzü vardır. Aşkın birçok yüzü… Esas olan içinde yaşadığının gerçeğe dönüştüğü yüreğe dokunabilmekte… Şimdi yalnızlığımız bizi bize çekiyor. Ayrı dünyaların yolcuları olsak bile. Yüreğinin en kuytu köşesine bir öpücük kondurup, yalnız değilsin diye kulağına fısıldıyorum... Benliğimi kemiren sensizliği iki satır yazıp uyuşturuyorum. Kesmiyor ama sakinleşiyorum. Sonra bir tane yazı, peşine bir tane daha derken morfin yemişçesine rüyalarına dalıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!