Olurda bir gün, olmaz ya olur diyelim…
Ağız dolusu küfürler savurursam okuma sakın! ..
Kendimledir kavgam.
Geç kalmışlığa…
Yaşanmışlığa…
Yaşanıp da sonlandırılmamışlığadır.
Hangi aşk tam yaşanmış
Kurgusal yalnızlıkların hapisliğiyle
Âşıkken bile “ne yapıyor şimdi” soruları
Peşine bir sürü eklenen kuruntular
Devamına vesvese baharları
Unuttuğumuz şeyin
aydınlığın yüzü sendin
karanlığın belli değil.
dökülen dudaklarından
tanıdığım sen, o değil.
büyüyen hasretin bende
göğsünde uyut beni,
zaman dursun, öylece kalalım.
bin yıllık şiir tazeliği sarsın bedenleri;
akalım yeryüzü nehirlerine,
yol bulalım...
kanar yüreğim;
yarana
tuz bastım.
süzülürsün gözlerimden
dudaklarım kuru
şiir seni anlatırken
yüreğine bir kilim dokunuyor
sahile uzak kalmış martılar
çığlık çığlığa rüzgarı kovalıyor
böyle bir gündü
Bu nasıl dünya bu nasıl hayat
Bir yanda savaşlar sürmekte,
Bir yanda krizler büyümekte,
Ve bir yanda insanlar açlıktan ölmekte.
Sonbahar gelmiş bütün güzelliğiyle
Aşk bizim içindi
Sizden koparılıncaya değin
Ve şimdi bir rüzgâr
Dövüyor kıyıları…
yalnızca camlara düşüyor sabahlar
geceden kalan izleri sürüyor
biz diyebildiğimiz şiirler
kim bilir şimdi nerelerde söyleniyor
sevgili eski zaman eteklerine asılı
usulca çöküverdi.
anlatmak istedi.
çıkmadı sesi,
yığılıverdi.
beraberinde götürdü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!