Bir yürek var bende senden yana çarpan, avuçlarına bıraktığım… Sensiz zamanlarıma kelebekler uçurduğum ve gecelere seninle seslendiğim… Ellerimizin kavuşmazlığına sitemli söylemlerimi, uzaklardan dokunuşlarla avuttuğum. Bir yürek var bende seni içinde yaşattığım. Senin olmazlarına benim olurlarımla renk kattığım… Bir yürek var bende, bir yürek var sende…
Şimdilerde yaşanıyor elden gidenler,
Burukluk,yürek sızısı,
Pişmanlık şimdilerde yaşanıyor.
Nefret, kanatlanmış sarmış iç dünyayı,
Şarkılar anlatmaz olmuş duyguları,
Şimdi duyuyorum;
Sensiz saatlerimdeki umutsuz kanat çırpınışlarımın seslerini,
Ve sensizliğin aslında kimsesizliğim olduğunu…
İçten içe kayboluşumu izliyorum yabancı gözlerde,
Sensizliği demliyorum, zindan gecelerde…
Yıkılır sanılan her rüzgâr yelkenlerini doldurur
Rotanı çevirdiğin yenidünyalara
Kapıları açıktır enginliğinle yüreğinin
Kırıldıkça kendi kendini yenileyen coşkusuyla
Seninle başka bir zamana geçmeyi düşlemiştim. Her şeyi bir kenara bırakıp, sadece sen ve ben olan yepyeni bir dünyaya adım atmayı… Hep birileri için yaşam savaşı verirken, kendimizden geçtiğimizi çok sonra anlıyoruz. İş işten geçmeden ve biz bizden gitmeden yaşamalıydı. Sonunu hiç düşünmeden…
Yalancı baharı kucaklayıştır. Güneşin aldatıcılığına tomurcukları açışı… Peşin sıra gelecek soğukları düşünmeksizin. Tıpkı aşk gibi… Aldanmışlık ılık havaların çekiciliğine, dalında donup kırağı vurunca… Aşkta öyleydi içine düşünce her şeyin tozpembe göründüğü, içinden çıkınca neye uğradığını şaşırmışlık karşısında sendeleyişler… Kendi kendimizi yıprattığımızı birbirimize itiraf edemeyecek kadar kördük aşkın karşısında… Aşk görünmezlik zırhını kuşanıp sarmıştı her yanı, hastaydık zafiyetlerin gölgelerine sığınışlarımızla… Tedavisi olmayan bir sürecin içine girdikçe; kesildi aşk uzvumuz. Sürüklendikçe sürüklendik boşluğun içerisine, çırpındıkça çekildik girdabına kimsesizliğimizin…
İhtiyaç duyduğumda yanımda yoksan
Sonradan gelmiş olman bir şey ifade etmiyor
toz tutmuş çekmecelerde mahkum
bedelini ödediğim aşkın.
bir daha anılmayacak,
güzelliğinin tüketildiği masalarda...
Güzelliğini içti sayfalar
Yudum yudum
Kokladı tenini sindire sindire
Çoğaldı, çığ gibi zerafetin.
Akşamlarıma kokunu katık yapıp,
Sabahlarına uyanıyorum emzir beni...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!