Deli eder insanı bu dünya.
Daha bugün, sabahtan akşama dek,
Hep onları izledim, gizli gizli.
Nasılda, ayan meyan yaşıyorlar aşkı, aşıklar.
Öylesine, fütursuzca...
Hiç öyle ayıptır, günahtır, falan da yok.
Söylemeye dilim varmıyor ama…
Biraz düşündüm de…
Son zamanlarda ben,
Şey…
Sanırım biraz,
Ve hatta çokça doğrusunu isterseniz,
Marifet seni unutmakta değil,
Yanıp yanıp ateşinde kor olmakta.
Bir bilinmezin peşinden,
Bir ömür boyu,
Soluk soluğa koşmakta.
Sen gideli bir yangın yeri yüreğim.
Faili meçhulüm yani.
Kundakçımı arıyorum sabah akşam,
Sen olabilir misin?
En son hatırladığım…
Uzak olmak ne kötü düşlerden.
Düşerken hele...
Kimseler karşılamazken,
Sen karşıla beni.
Açık tut kapılarını.
Hep ama..
Dünyayı yaşanabilir bir yer yapan güzel gözlerin olmasa çocuğum
Senin masallarında hep iyiler kazanmasa sonunda
Çekilecek yer değil burası.
Büyüdükçe, kasvetli bir geceye dönüyor yaşamak..
Deli mi ne, bu rüzgar?
Esilir mi böyle hiç?
Önüne kattığını götürüyor.
Kim bilir, kime kızdı yine?
Böyledir işte bizim memleketin rüzgarı.
Daha bu sabah gidiyorken bakkala,
Doğumla başlar bütün savaşlar.
İlk nefes,
Savaş borazanı…
Bir çok kez,
Can verir insan, meydanlarda,
İşi ne gecenin?
Seni getirsin bana yeter.
El ayak çekilince dünyadan,
Bir ben olurum, bir de sen.
Şu koskoca evren, dar gelir o zaman.
En sevdiğin oyun hangisi? söyle bana…
Geceyi dost edinir insan,
Bir de siyahsa, en koyusundan…
Değilmez keyfine.
O saklar çünkü, tüm sırları herkesten çok,
Hem sonra, yüzüne de vurmaz adamın, yerli yersiz.
Sırtından da bıçaklamaz, en mühimi…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!