Bütün sokaklarına girdim çıktım tek tek,
Şu koskoca şehrin.
Aramakla bulunmazmış anladım.
Yoruldum oyunlarından sevdanın.
Acımsı bir tat dilimde şimdi.
Bugünlerde..
Şarkılar pek bir hüzünlü.
Adamakıllı sustum iyice.
Aynaya baktım…
Bu hal bana, hiç yakışmıyor.
Sanki bir ses içimde,
Sen gelirdin ya! ...
Birdenbire, usulca,
Çayır çimen bahar geldi deyip, yeşillenirdi.
Papatyalar dolardı arsızca kırlara.
Sonra…
Sen mırıldan mısralarını,
Ben okuyacağım dudaklarından, haydi!
Anlat bana seni acıtan her şeyi.
Saracağım yaralarını, tek tek.
Ağır çekim bir film gibi dudakların.
Açım diyorsun sevgiye,
Bir sabah kalktım da, baktım,
Yüreğim, ağları yırtan bir balık, gibi kıvıl kıvıl.
Gün güzel, güneşli.
Yüzüm aydın,
Kocaman bir gülümseme dudaklarımda.
Sebepsiz değil, hiçbir şey.
En çok, kendimi seviyordum senden önce.
Şimdi, kendimden çok seni…
Hayret!
Kim derdi ki?
Pabucumu dama atacağım bir gün.
Uzağa değil!
Şöyle yanı başıma gel otur.
Bak! Seni seviyorum, sanki dünya varolduğundan beri.
Bu seni aklıyor, affettiriyor bütün hatalarını.
Sanki bu aşk, bütün evrendeki aşkların toplamı.
Bir fırtına yüreğim, yerle bir her şey.
Dışarıda hava güzel.
İçerisi…
Kasvetli benim gibi.
Bazen…
Güzellik çekilmiyor.
En sonunda olacağı buydu…
Kelimeler yetmiyor ki hiç,
Anlatmaya sevgimi.
Saldım tabiatı üzerine.
Kuş, böcek, deniz, güneş
Allah ne verdiyse işte!
Ne yaparlar senin ülkende hainlere?
Hımm? Asarlar mı?
Ha,ha,ha… Beni güldürme
Boşuna mı korktum bunca zamandır ben?
Yağlı bir urgan mıydı kabuslarım?
Ben de düşünmüştüm ki….
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!