Bak işte!
Şu kuş, göğün yüzündeki.
Kanatlarını en geniş açıyla açan hani.
İşte o deli martı, beni kışkırtan.
Bir anarşist o, düzen bozan.
Bir el tutar şimdi beni.
Düşemem dipsiz kuyulara.
Ne zaman, boşalsa zembereklerim,
Bu son, derim.
Bitiyor amaçsız yaşamım, nihayet!
Hiç düşmedim mahpuslara,
Doğrusu bilmem,
Gökyüzüne hasret kalmak, ne demek?
Benim mahpusluğum senden ibaret.
Gökyüzüm de sensin sonra!
Şaşkınım sadece.
Üzgün değilim.
Hayatın bu anlamsız oyunlarını
Daha önce de görmüştüm.
Ruhları bedenlerini terk etmiş insanlar var, biliyorum
Sayılamayacak kadar…
Düşler ülkesinden geliyorum,
Dolu dizgin, ağlamaklı…
Karıştırırsan düş ile gerçeği birbirine,
Nihayeti bu işte!
Adam olacağım yok benim.
Sen beni sevdiğinde,
Gökte ay daha bir parlak
Yerde toprak daha bir bereketli
İçim dışım düğün dernek.
Vazgeçme hiç emi?
Sev beni hep.
Dün gece,
Sürüyü toparlayamadım bir türlü.
Kuzu kuzu atlasanıza çitten!
Bir,iki,üç,dört,beş….
Tam…
Bitti artık sayım,
Küçücüktüm bir zamanlar ben de!
Ellerim kavrayamazdı her şeyi.
Kuzularım vardı,
Kardeşlerimle paylaştığım sevgisini.
Babamın elleri kocamandı.
Benimkiler kaybolurdu içinde, sıcacık.
Biriktirdim yine yüreğimde kuşları
Her biri özgürlüğe en hızlı kanat.
Kim tutabilir ki onları?
Hele bir de…
Katılmışsa her biri,
Kalabalık bir sürüye.
Düştün sen.
Umutsuzluğumda ellerimden tutan.
Uyanmak istemediğim bir düş.
Ne çok güzellik vardı hayata dair,
Ne çok sevinç ve huzur.
Sonra..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!