En çok gecenin koynuna sığınan ben
Nasıl oldu da,
Bu kadar ayrı kaldım, bilmem.
Ama..
Gece beni affetsin
Korktum ondan bir vakit...
Şimdi sen, ne çoksun içimde anlamıyorsun.
Bütün damarlarımda, hızla akıyorsun.
Milyonlarca hücremde sen.
Hepsinde sen.
Öyle hızlı çoğalıyorsun ki…
Şaşıyorum.
Bak şu badem ağacı
Tepeden tırnağa pembe giymiş olan hani
Şu da elma
Şu kiraz
Hepsi güzel, güzel ama
Yine de benzemez hiçbiri çınarıma.
Gözlerin, gecenin esiriydi senin.
Uyumaya hazırlanıyordu.
Bir açıp, bir kapıyordun.
Teslim olmak üzereydin rüyalara.
Tam da ben,
Gel, dindir fırtınamı, diyecekken sana.
Bilseydim gelmezdim inanın.
Kapınızı ardına kadar açık görünce!
Dost bildim sizi de,
Kendim gibi..
Meğer, ne de nefret doluymuş içiniz dışınız.
Ses etme hiç!
Sus kal birazcık.
Gecenin huzurlu kollarına sal beni.
Ah! Bilsen,
Ne kalabalık, zaten dört yanım
Sesleri beynimde cırcır böcekleri…
Gülüşün ne güzel ey sevgili
Dünyayı yedi renge boyar ansızın.
Günler süren açlığın çaresizliği
Tok hissetmenin mutluluğuna döner rehavetle.
Sen böyle kocaman gülünce
Gel, uçalım bulutlara birlikte.
Ne güzeldir oraları şimdi.
Unutturur buraları bize.
Gel, gidelim buralardan…
Bir türlü peşimi bırakmayan umutsuzluğumu alt edelim.
Madem ki bırakmıyorlar insanı
Şöyle göğsünü gere gere yaşasın...
Sıralı inciler gibiyse boğazında hep,
Sahibine söylenmemiş sözlerin.
Ve de en mühimi!
Sen uykudayken ben,
Uyumuyordum.
Biriktiriyordum en sevdiğin sözleri,
Gülümseyerek…
Uyandığında hazır olmalı her biri.
Ki… Fısıldamalı kulağına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!